Sual: Amentü’de bildirildiği gibi, hayrı da, şerri de yaratan Allah olunca, (Sevab veya günah kazanmak da bizim elimizde olmuyor) diye...
Sual: Amentü’de bildirildiği gibi, hayrı da, şerri de yaratan Allah olunca, (Sevab veya günah kazanmak da bizim elimizde olmuyor) diye inanmak küfür olur mu?
CEVAP
Elbette küfür olur. Böyle inanmak Cebriyye isimli dalalet fırkasının görüşüdür. Cebriyye fırkası, (Allah her işi zorla yaptırır. İnsan kaderine mahkûmdur. Hiç kimse, işlediği günahtan mesul değildir) der. Bu da çok yanlıştır. Herkes yaptığından mesuldür. İyilik eden mükâfatını, kötülük eden cezasını görür. Zerre kadar hayır ve şer işleyen, karşılığını alır. (Tekvir 14, Zilzal 7,8)
Elin, ayağın titremesiyle, kendi isteğiyle hareket ettirmek farklıdır. Biz günahı da sevabı da kendi irademizle işliyoruz. Tik gibi, kendiliğinden günah sevab işlenmiyor.
Meyhaneye gidip içki içen kendi iradesiyle yapmıyor mu? Hâşâ bunu Allah zorla mı yaptırıyor? Suçu Allah’a yüklemek ne kadar yanlıştır. Camiye gidip namaz kılan da kendi iradesiyle kılıyor. Ama insana iyilik ve kötülük etme gücünü veren de Allahü teâlâdır. Mesela bakkala gidip helva veya içki isteyince, bakkal vermese alabilir miyiz? Ama biz gidip istemezsek bakkal da zorla vermez, Bakkal verdi diye suçu bakkala yüklemek yanlış olur. Helva istemek veya içki istemek benim elimde değil demek de çok yanlıştır.
Cebriyye fırkası, sanki zorla veriyormuş gibi suçu bakkala yüklerken, Mutezile fırkası bakkalı aradan çıkarıyor, (Gidip kendim aldım, insan kendi işini yaratır) diyor. Her ikisi de yanlış ve küfürdür. Onun için bid’at ehli Cehenneme gider. Eğer zerre kadar imanı varsa, cezasını çektikten sonra Cennete girer. Ama bu kadar İslamiyet’e zıt görüşleri olanların imanla ölmeleri çok zordur. Onun için Ehl-i sünnet itikadından zerre kadar sapmamalıdır.
Tersten bir rüzgâr eser, savurur harman gibi.
CEVAP
Elbette küfür olur. Böyle inanmak Cebriyye isimli dalalet fırkasının görüşüdür. Cebriyye fırkası, (Allah her işi zorla yaptırır. İnsan kaderine mahkûmdur. Hiç kimse, işlediği günahtan mesul değildir) der. Bu da çok yanlıştır. Herkes yaptığından mesuldür. İyilik eden mükâfatını, kötülük eden cezasını görür. Zerre kadar hayır ve şer işleyen, karşılığını alır. (Tekvir 14, Zilzal 7,8)
Elin, ayağın titremesiyle, kendi isteğiyle hareket ettirmek farklıdır. Biz günahı da sevabı da kendi irademizle işliyoruz. Tik gibi, kendiliğinden günah sevab işlenmiyor.
Meyhaneye gidip içki içen kendi iradesiyle yapmıyor mu? Hâşâ bunu Allah zorla mı yaptırıyor? Suçu Allah’a yüklemek ne kadar yanlıştır. Camiye gidip namaz kılan da kendi iradesiyle kılıyor. Ama insana iyilik ve kötülük etme gücünü veren de Allahü teâlâdır. Mesela bakkala gidip helva veya içki isteyince, bakkal vermese alabilir miyiz? Ama biz gidip istemezsek bakkal da zorla vermez, Bakkal verdi diye suçu bakkala yüklemek yanlış olur. Helva istemek veya içki istemek benim elimde değil demek de çok yanlıştır.
Cebriyye fırkası, sanki zorla veriyormuş gibi suçu bakkala yüklerken, Mutezile fırkası bakkalı aradan çıkarıyor, (Gidip kendim aldım, insan kendi işini yaratır) diyor. Her ikisi de yanlış ve küfürdür. Onun için bid’at ehli Cehenneme gider. Eğer zerre kadar imanı varsa, cezasını çektikten sonra Cennete girer. Ama bu kadar İslamiyet’e zıt görüşleri olanların imanla ölmeleri çok zordur. Onun için Ehl-i sünnet itikadından zerre kadar sapmamalıdır.
Gururlanma
Boş şeyle gururlanma, deme var mı ben gibi!Tersten bir rüzgâr eser, savurur harman gibi.
Hiç yorum yok
Sorularınız Dinimiz İslam hocaları tarafından cevaplandırılacaktır. Lütfen suallerinizi: dinimizislam2@gmail.com mail adresine gönderiniz. Teşekkürler.