Sual: Ramazan ayında, sadece orucu bozup, kefareti değil de kazayı gerektiren hâller, durumlar nelerdir? Cevap: Oruç, hata ile bozulsa,...
Sual: Ramazan ayında, sadece orucu bozup, kefareti değil de kazayı gerektiren hâller, durumlar nelerdir?
Cevap:
Oruç, hata ile bozulsa, mesela, abdest alırken, boğaza su kaçsa veya zorla orucu bozdurulsa, ihtikan ederse, burnuna sıvı ilaç, kolonya veya duman, başkasının içtiği sigara dumanı yahut, ud ağacı, anber ile tütsülenip dumanını çekse, kulağına ilaç damlatsa, derideki yaraya koyduğu ilaç içeri girse ve iğne ile ilaç şırınga edilse, kağıt, taş, maden parçası, pamuk, ot, pişmemiş pirinç, darı, mercimek tanesi gibi, ilaç ve gıda olmayan şey yutulsa, zorlayarak ağız dolusu kusulsa, dişi kanayan, yalnız kanı veya tükürükle müsavi, eşit miktarda karışık kanı yutsa, fecir doğduğunu yani imsak vakti girdiğini bilmeyerek yese, güneş battı zannederek orucu bozsa, oruçlu olduğunu unutup yedikte, orucu bozuldu sanarak, bilerek yemeye devam etse, uyurken ağzına su akıtılsa veya cima olsa, niyet etmeden oruç tutsa veya Ramazanda sabaha kadar niyet etmeyip, sonra niyet etse bile, yani kuşluk namazı zamanından, dahveden sonra oruç tutmazsa, bunların hepsinde oruç bozulur ve bayramdan sonra, bir günü için yalnız bir gün kaza etmek lazım olur. Kefaret lazım olmaz. Boğaza yağmur, kar kaçsa, oruç da, namaz da bozulur, kaza lazım olur. Geceden dişleri arasında kalan şeyi, bilerek yutsa, nohut tanesi kadar ise, bozulup kaza lazım olur. Nohuttan küçükse bozulmaz. Unutarak yiyen kimse, orucu bozulmadığını bildiği hâlde, yine yer ve içerse, kaza ve kefaret lâzım olur.
***
Sual: Ramazanda camiye giden kimse, yatsının farzını kılmadan, teravih namazı için cemaate katılsa kabul olur mu?
Cevap:
Ramazanda yatsının farzını cemaatle kılmayanlar, toplanıp da, teravihi ve vitri cemaatle kılamazlar. Çünkü teravih, yatsının cemaati ile kılınır. Hindiyyede deniyor ki:
"Yatsının farzını yalnız kılan, teravihin cemaatine katılır. Kaçırdığı rekâtlarını sonra tamamlar. Teravihi cemaatle kılamayan, farzı kıldığı imam ile vitri kılabilir. Vitri cemaatle kıldıktan sonra, başka camiye giden, imam farzı kılıyorsa farza, teravihi kılıyorsa, buna niyet ederek, imama uyarsa, bir kavle göre sahih olur. Teravih kılındığını anlarsa, farzı kılmamış ise, bir kenarda farzı kılıp, sonra imama uyar."
***
Sual: Mazeret sebebiyle oruç tutmayanlar nasıl hareket etmelidir? Mazereti olmayan işçi, asker ve talebe oruç tutmazsa ne olur?
Cevap:
Hasta, hastalığı artacak ise, hamile kadın, süt veren kadın, harp eden asker zayıf olursa, oruç tutmaz. İyi olunca kaza eder. Ekmek parası kazanmak için çalışırken hasta olacağını bilen işçinin, hasta olmadan önce orucu bozması caizdir. Üç günlük yola [104 kilometreye] gitmek için niyet ederek yola çıkan, misafir olur. Böyle misafir, orucunu ertesi gün bozabilir ve Ramazandan sonra kaza eder ise de, zarar etmezse, tutması efdaldir. Yolda ve onbeş günden az kalacağı yerde tuttuğu orucu bozarsa, kefaret lâzım olmaz. Misafirliği bitip evine gelince veya gittiği yerde onbeş gün kalmağı niyet edince, tutmadığı günleri kaza eder. Hasta olmayan ve misafir olmayanların, işçi, asker, talebe olsalar da, oruç tutmaları lâzımdır. Tutmazlarsa, günahı büyüktür. Kaza etmeleri lâzımdır. Niyetli iken bozarlarsa, kefaret de lâzım olur. (Behcet-ül-fetâvâ) kitabının sahibi "rahmetullahi teâlâ aleyh" diyor ki, (Ramazan-ı şerif, yaz aylarından birine geldiği zaman, din adamı şekline giren birisi, Müslümanlara (Oruca niyet etmeyip, oruç tutmaz iseniz ve kışın kısa günlerde kaza ederseniz, caiz olur. Ramazanda oruca niyet etmeden, yer içerseniz, kefaret lâzım olmaz) diyerek gençlere, talebeye, işçiye oruç tutturmazsa, bu kimse şiddetle tazir edilir, cezalandırılır. Böyle söylemesi men edilir). (Tam İlmihâl s. 319)
Cevap:
Oruç, hata ile bozulsa, mesela, abdest alırken, boğaza su kaçsa veya zorla orucu bozdurulsa, ihtikan ederse, burnuna sıvı ilaç, kolonya veya duman, başkasının içtiği sigara dumanı yahut, ud ağacı, anber ile tütsülenip dumanını çekse, kulağına ilaç damlatsa, derideki yaraya koyduğu ilaç içeri girse ve iğne ile ilaç şırınga edilse, kağıt, taş, maden parçası, pamuk, ot, pişmemiş pirinç, darı, mercimek tanesi gibi, ilaç ve gıda olmayan şey yutulsa, zorlayarak ağız dolusu kusulsa, dişi kanayan, yalnız kanı veya tükürükle müsavi, eşit miktarda karışık kanı yutsa, fecir doğduğunu yani imsak vakti girdiğini bilmeyerek yese, güneş battı zannederek orucu bozsa, oruçlu olduğunu unutup yedikte, orucu bozuldu sanarak, bilerek yemeye devam etse, uyurken ağzına su akıtılsa veya cima olsa, niyet etmeden oruç tutsa veya Ramazanda sabaha kadar niyet etmeyip, sonra niyet etse bile, yani kuşluk namazı zamanından, dahveden sonra oruç tutmazsa, bunların hepsinde oruç bozulur ve bayramdan sonra, bir günü için yalnız bir gün kaza etmek lazım olur. Kefaret lazım olmaz. Boğaza yağmur, kar kaçsa, oruç da, namaz da bozulur, kaza lazım olur. Geceden dişleri arasında kalan şeyi, bilerek yutsa, nohut tanesi kadar ise, bozulup kaza lazım olur. Nohuttan küçükse bozulmaz. Unutarak yiyen kimse, orucu bozulmadığını bildiği hâlde, yine yer ve içerse, kaza ve kefaret lâzım olur.
***
Sual: Ramazanda camiye giden kimse, yatsının farzını kılmadan, teravih namazı için cemaate katılsa kabul olur mu?
Cevap:
Ramazanda yatsının farzını cemaatle kılmayanlar, toplanıp da, teravihi ve vitri cemaatle kılamazlar. Çünkü teravih, yatsının cemaati ile kılınır. Hindiyyede deniyor ki:
"Yatsının farzını yalnız kılan, teravihin cemaatine katılır. Kaçırdığı rekâtlarını sonra tamamlar. Teravihi cemaatle kılamayan, farzı kıldığı imam ile vitri kılabilir. Vitri cemaatle kıldıktan sonra, başka camiye giden, imam farzı kılıyorsa farza, teravihi kılıyorsa, buna niyet ederek, imama uyarsa, bir kavle göre sahih olur. Teravih kılındığını anlarsa, farzı kılmamış ise, bir kenarda farzı kılıp, sonra imama uyar."
***
Sual: Mazeret sebebiyle oruç tutmayanlar nasıl hareket etmelidir? Mazereti olmayan işçi, asker ve talebe oruç tutmazsa ne olur?
Cevap:
Hasta, hastalığı artacak ise, hamile kadın, süt veren kadın, harp eden asker zayıf olursa, oruç tutmaz. İyi olunca kaza eder. Ekmek parası kazanmak için çalışırken hasta olacağını bilen işçinin, hasta olmadan önce orucu bozması caizdir. Üç günlük yola [104 kilometreye] gitmek için niyet ederek yola çıkan, misafir olur. Böyle misafir, orucunu ertesi gün bozabilir ve Ramazandan sonra kaza eder ise de, zarar etmezse, tutması efdaldir. Yolda ve onbeş günden az kalacağı yerde tuttuğu orucu bozarsa, kefaret lâzım olmaz. Misafirliği bitip evine gelince veya gittiği yerde onbeş gün kalmağı niyet edince, tutmadığı günleri kaza eder. Hasta olmayan ve misafir olmayanların, işçi, asker, talebe olsalar da, oruç tutmaları lâzımdır. Tutmazlarsa, günahı büyüktür. Kaza etmeleri lâzımdır. Niyetli iken bozarlarsa, kefaret de lâzım olur. (Behcet-ül-fetâvâ) kitabının sahibi "rahmetullahi teâlâ aleyh" diyor ki, (Ramazan-ı şerif, yaz aylarından birine geldiği zaman, din adamı şekline giren birisi, Müslümanlara (Oruca niyet etmeyip, oruç tutmaz iseniz ve kışın kısa günlerde kaza ederseniz, caiz olur. Ramazanda oruca niyet etmeden, yer içerseniz, kefaret lâzım olmaz) diyerek gençlere, talebeye, işçiye oruç tutturmazsa, bu kimse şiddetle tazir edilir, cezalandırılır. Böyle söylemesi men edilir). (Tam İlmihâl s. 319)
Hiç yorum yok
Sorularınız Dinimiz İslam hocaları tarafından cevaplandırılacaktır. Lütfen suallerinizi: dinimizislam2@gmail.com mail adresine gönderiniz. Teşekkürler.