Sual: Masada yemek yemek, çatal, kaşık kullanmak, lüks arabalara binmek, sonradan çıktığı için bidat mıdır ve bunları kullanmakta dinen mahz...
Sual: Masada yemek yemek, çatal, kaşık kullanmak, lüks arabalara binmek, sonradan çıktığı için bidat mıdır ve bunları kullanmakta dinen mahzur olur mu?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde deniyor ki:
"Resûlullah efendimizin ve Ondan sonra dört halifesinin devam üzere yaptıkları şeylere Sünnet denir. Sünnet-i hüdâyı terk etmek mekruhtur. Sünnet-i zâideyi terk mekruh değildir."
Abdülganî Nablüsî hazretleri, Hadîka kitabında buyuruyor ki:
"Resûlullah efendimiz, kendisinin ibadet olarak yaptığı şeyleri terk edeni inkâr etmedi ise, yani darılmadı ise, bu ibadetlere Sünnet-i hüdâ denir. Bunları devamlı yaptı ise, Sünnet-i müekkede denir. Resûlullah efendimizin âdet olarak yaptığı şeylere Sünnet-i zâide veya Müstehab denir. İyi işlere sağdan başlamak, sağ el ile yapmak, bina yapmakta, yemekte, içmekte, oturmakta, kalkmakta, yatmakta, elbisede, aletlerde yaptığı ve kullandığı şeyler böyledir. Bunları yapmamak ve un eleği, kaşık gibi âdette bidat olan şeyleri, yani sonradan ortaya çıkan âdetleri yapmak dalalet olmaz. Günah olmaz."
Bundan anlaşılıyor ki, masada yemek, çatal, kaşık kullanmak, karyolada yatmak ve konferanslarda, mekteplerde ahlak ve fen derslerinde, radyo, televizyon ve teyp kullanmak ve her çeşit nakil vasıtalarına binmek, gözlük, hesap makinesi gibi fen vasıtalarından istifade etmek caizdir. Çünkü bunlar, âdette bidattirler. Sonradan meydana çıkan şeylere Bidat denir. Âdette olan bidatleri, yenilikleri haram işlemekte kullanmak haram olur.
***
Sual: İnsan ölür ölmez, amel defteri kapanır mı, yapılan duaların, iyiliklerin ona faydası olur mu?
Cevap: Bir mümin ahirete gittikten sonra, dünyada hayratı ve hasenatı kalsa, yahut faydalı kitapları, salih çocukları kalıp, Ona dua etse, bu mümine sevap yazılır. İnsan ölünce, hayır ve şer defteri kapanmaz. Eshâb-ı kirâmdan Sa'd bin Ubâde hazretleri;
-Ya Resûlallah! Annem öldü. Ona ne iyilik yapabilirim? diye sual edince, Peygamber efendimiz;
-Su sadakası iyidir buyurdu. Dua ederken, müminlerin hepsinin ruhuna demelidir. Hepsine vasıl olur. Dua, belayı giderir. Sadaka vermek, Allahü teâlânın gadabını yumuşatır. İnsanı azaptan kurtarır. Eceli gelmemiş olan hastanın şifa bulmasına sebep olur. Allahü teâlâ dua etmeyeni sevmez.
***
Sual: Namazı bozan şeyler nelerdir? Namazda yanlış okuyan ne yapar?
Cevap: (Dürr-ül-muhtâr)da bildirilen namazı bozan şeylerden bir kısmı şunlardır:
30- Zellet-ül-kâri (yanlış okumak) bozar. Hata, dört şekilde olabilir: Birinci şekil i'râbda hatadır. Yani harekelerde ve sükûnde olabilir. Meselâ şeddeyi hafif okur veya medleri [uzunları] kısa okur veya bunların aksini yapar.
İkinci şekilde, harflerde olur: Harfin yerini değiştirir veya harf ilâve eder, yahut azaltır. Veyahut harfi ileri geri alır.
Üçüncü hata, kelimelerde ve cümlelerde olur. Nihâyet, vakf ve vaslde hata olur. Yani duracak yerde durmaz, geçer. Geçecek yerde durur. Bu dördüncü şekil hatada, mana değişse de, bozulmaz.
İlk üç şekilde, manayı değiştirip, küfre sebep olacak mana hâsıl olursa, namazı bozar. Yalnız, cümlenin yerini değiştirdiği zaman, arada durursa, bozmaz. Hâsıl olan mana küfre sebep olmazsa, Kur'ân-ı kerimde benzeri yoksa, namaz yine bozulur. Gurâb yerine gubâr demek ve Rabbinnâs yerine Rabinâs demek ve zallelnâ yerine zalelnâ demek ve emmâretün yerine emâretün demek ve (amile sâlihan ve kefere fe lehüm ecrühüm) diyerek (ve kefere) kelimesini eklemek ve mesânî yerine mesânîne demek ve essırâtallezîne demek ve bir kavle göre, iyyâ kena'büdü demek [yani bir kelimeyi ayırıp, ikinci kelimeye birleştirmek], [ve mâ halekazzekere] derken [ve]yi unutmak, hepsi bozar. Manasız olur ve Kur'ân-ı kerîmde benzeri bulunmazsa, yine bozar. [Serâir] yerine, serâil demek ve [halaknâ] yerine, laknâ demek ve [ce'alnâ] yerine alnâ demek gibi. Benzeri bulunursa da, mana başka ise, imâm-ı Ebû Yusuf bozulmaz dedi. Tarafeyn [ya'nî, İmam-ı a'zam ile imâm-ı Muhammed] ise, bozulur dedi. Fetva da böyledir. Benzeri bulunmaz, manası değişmezse, aksini söylediler. Fetva, Tarafeynin sözünedir. Meselâ, ihdinelsırâta deyince ve Rabilâlemin ve iyâke deyince ve [yâ mâlik] yerine [yâ mâli] deyince, [teâlâ ceddü Rabbinâ] derken [teâl] deyince bozulmaz. [Ehad yerine ehat deyince bozulur (Bezzâziyye).]
Sonradan gelen âlimler, i'râb hatası, hiçbir zaman bozmaz dedi. Birincisi ihtiyat, ikincisi ruhsat yoludur. (Tam İlmihal s. 233)
Cevap: Konu ile alakalı olarak İbni Âbidînde deniyor ki:
"Resûlullah efendimizin ve Ondan sonra dört halifesinin devam üzere yaptıkları şeylere Sünnet denir. Sünnet-i hüdâyı terk etmek mekruhtur. Sünnet-i zâideyi terk mekruh değildir."
Abdülganî Nablüsî hazretleri, Hadîka kitabında buyuruyor ki:
"Resûlullah efendimiz, kendisinin ibadet olarak yaptığı şeyleri terk edeni inkâr etmedi ise, yani darılmadı ise, bu ibadetlere Sünnet-i hüdâ denir. Bunları devamlı yaptı ise, Sünnet-i müekkede denir. Resûlullah efendimizin âdet olarak yaptığı şeylere Sünnet-i zâide veya Müstehab denir. İyi işlere sağdan başlamak, sağ el ile yapmak, bina yapmakta, yemekte, içmekte, oturmakta, kalkmakta, yatmakta, elbisede, aletlerde yaptığı ve kullandığı şeyler böyledir. Bunları yapmamak ve un eleği, kaşık gibi âdette bidat olan şeyleri, yani sonradan ortaya çıkan âdetleri yapmak dalalet olmaz. Günah olmaz."
Bundan anlaşılıyor ki, masada yemek, çatal, kaşık kullanmak, karyolada yatmak ve konferanslarda, mekteplerde ahlak ve fen derslerinde, radyo, televizyon ve teyp kullanmak ve her çeşit nakil vasıtalarına binmek, gözlük, hesap makinesi gibi fen vasıtalarından istifade etmek caizdir. Çünkü bunlar, âdette bidattirler. Sonradan meydana çıkan şeylere Bidat denir. Âdette olan bidatleri, yenilikleri haram işlemekte kullanmak haram olur.
***
Sual: İnsan ölür ölmez, amel defteri kapanır mı, yapılan duaların, iyiliklerin ona faydası olur mu?
Cevap: Bir mümin ahirete gittikten sonra, dünyada hayratı ve hasenatı kalsa, yahut faydalı kitapları, salih çocukları kalıp, Ona dua etse, bu mümine sevap yazılır. İnsan ölünce, hayır ve şer defteri kapanmaz. Eshâb-ı kirâmdan Sa'd bin Ubâde hazretleri;
-Ya Resûlallah! Annem öldü. Ona ne iyilik yapabilirim? diye sual edince, Peygamber efendimiz;
-Su sadakası iyidir buyurdu. Dua ederken, müminlerin hepsinin ruhuna demelidir. Hepsine vasıl olur. Dua, belayı giderir. Sadaka vermek, Allahü teâlânın gadabını yumuşatır. İnsanı azaptan kurtarır. Eceli gelmemiş olan hastanın şifa bulmasına sebep olur. Allahü teâlâ dua etmeyeni sevmez.
***
Sual: Namazı bozan şeyler nelerdir? Namazda yanlış okuyan ne yapar?
Cevap: (Dürr-ül-muhtâr)da bildirilen namazı bozan şeylerden bir kısmı şunlardır:
30- Zellet-ül-kâri (yanlış okumak) bozar. Hata, dört şekilde olabilir: Birinci şekil i'râbda hatadır. Yani harekelerde ve sükûnde olabilir. Meselâ şeddeyi hafif okur veya medleri [uzunları] kısa okur veya bunların aksini yapar.
İkinci şekilde, harflerde olur: Harfin yerini değiştirir veya harf ilâve eder, yahut azaltır. Veyahut harfi ileri geri alır.
Üçüncü hata, kelimelerde ve cümlelerde olur. Nihâyet, vakf ve vaslde hata olur. Yani duracak yerde durmaz, geçer. Geçecek yerde durur. Bu dördüncü şekil hatada, mana değişse de, bozulmaz.
İlk üç şekilde, manayı değiştirip, küfre sebep olacak mana hâsıl olursa, namazı bozar. Yalnız, cümlenin yerini değiştirdiği zaman, arada durursa, bozmaz. Hâsıl olan mana küfre sebep olmazsa, Kur'ân-ı kerimde benzeri yoksa, namaz yine bozulur. Gurâb yerine gubâr demek ve Rabbinnâs yerine Rabinâs demek ve zallelnâ yerine zalelnâ demek ve emmâretün yerine emâretün demek ve (amile sâlihan ve kefere fe lehüm ecrühüm) diyerek (ve kefere) kelimesini eklemek ve mesânî yerine mesânîne demek ve essırâtallezîne demek ve bir kavle göre, iyyâ kena'büdü demek [yani bir kelimeyi ayırıp, ikinci kelimeye birleştirmek], [ve mâ halekazzekere] derken [ve]yi unutmak, hepsi bozar. Manasız olur ve Kur'ân-ı kerîmde benzeri bulunmazsa, yine bozar. [Serâir] yerine, serâil demek ve [halaknâ] yerine, laknâ demek ve [ce'alnâ] yerine alnâ demek gibi. Benzeri bulunursa da, mana başka ise, imâm-ı Ebû Yusuf bozulmaz dedi. Tarafeyn [ya'nî, İmam-ı a'zam ile imâm-ı Muhammed] ise, bozulur dedi. Fetva da böyledir. Benzeri bulunmaz, manası değişmezse, aksini söylediler. Fetva, Tarafeynin sözünedir. Meselâ, ihdinelsırâta deyince ve Rabilâlemin ve iyâke deyince ve [yâ mâlik] yerine [yâ mâli] deyince, [teâlâ ceddü Rabbinâ] derken [teâl] deyince bozulmaz. [Ehad yerine ehat deyince bozulur (Bezzâziyye).]
Sonradan gelen âlimler, i'râb hatası, hiçbir zaman bozmaz dedi. Birincisi ihtiyat, ikincisi ruhsat yoludur. (Tam İlmihal s. 233)
Hiç yorum yok
Sorularınız Dinimiz İslam hocaları tarafından cevaplandırılacaktır. Lütfen suallerinizi: dinimizislam2@gmail.com mail adresine gönderiniz. Teşekkürler.