Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

Hover Effects

TRUE

Yorumlar

{fbt_classic_header}

Header Ad

Önizle

Son yazılar:

latest

Ads Place

Adetlerde değişiklik, bidat değildir

Sual: Helal ve mubah olan adetlerde değişiklik yapmak da, dinimizin kötülediği ve yasak ettiği bidatlerin içine girer mi? Cevap: Adetler...

onizle
Sual: Helal ve mubah olan adetlerde değişiklik yapmak da, dinimizin kötülediği ve yasak ettiği bidatlerin içine girer mi?

Cevap: Adetlerde değişiklik yapmak, bidat değildir. Vera sahiplerinin yapmaması iyi olur. Hadîs-i şerifte;

(Benim sünnetime ve benden sonra, hulefâ-i râşidînin sünnetlerine sarılınız!) buyuruldu.

Sünnet sözü, yalnız olarak söylenildiği zaman, İslâmiyetin bildirdiği her şey demektir. Bu dinin sahibi olan Resûl aleyhisselam, adetlerde bir şey bildirmedi. Çünkü Resûlullah efendimiz, insanlara dinlerini bildirmek için geldi. Dünyada muhtaç oldukları şeylerin yapılmasını öğretmek için gelmedi. Hadîs-i şerifte;

(Dünya işlerinizi yapmasını siz daha iyi bilirsiniz!) buyuruldu. Dünyanıza faydalı olan şeyleri bulup yapmanız için benim bildirmeme lüzum yoktur demektir. Dini vazifelerinizi, ibadetlerinizi bilemezsiniz, onları benden öğreniniz demektir. Bunun için adetler, İslâmiyetin dışında kalmaktadır. İslâmiyetin dışında olan şeylerde yapılan değişiklikler bidat olmaz.

***

Sual: Camilere minare yapmak, okul yapmak sonradan ortaya çıktığı için, minare ve okul yapmak da bidat midir?

Cevap: Minare, mektep, okul, kitap gibi sonradan yapılmış olan şeyler bidat yani dinde reform değildir. Bunlar dine yardımcı şeylerdir. İslâmiyet bunlara izin vermiş, hatta emir etmiştir. Böyle şeylere Sünnet-i hasene denir. İslâmiyetin ibadet olarak yasak ettiği şeyleri meydana çıkarmaya Sünnet-i seyyie denir. Bidatler, yani dinde reformlar, sünnet-i seyyiedir. Sünnet-i hasene yani dine yardımcı şeylerin Eshâb-ı kiramın ve tabiinin zamanlarında yapılmaması, onların bu faydalı şeylere ihtiyaçları olmadığı içindi. Onlar, kafirlerle cihat ediyor, İslâmiyeti dünyaya yayıyorlardı. Onların zamanlarında bidat sahipleri çıkmamış veya çoğalmamıştı. Kıyamete kadar sünnet-i hasene meydana çıkarmak caizdir ve sevaptır.

***

Sual: Et, peynir gibi şeyler, koktuğu, ekşidiği zaman, diğer necis şeyler gibi bunlar da necis olur mu?

Cevap: Et kokunca, yemek ekşiyince, necis olmaz fakat, zararlı oldukları için, bunların yenilmeleri helal olmaz. Yağ acımakla, yemesi haram olmaz. Et, peynir, kokup kurtlanmakla necis olmaz. Bir temiz ciğer, kuyuya düşüp, kokup, kurtlansa, ciğer ve kuyudaki su pis olmaz.

****

Sual: Dinde bir değişiklik yapmak yani bidat işlemek, bir sünneti terk etmekten daha mı büyük günahtır ve kötüdür?

Cevap: İbadette bir bidati yapmak, bir sünneti terk etmekten daha fenadır, kötüdür. Çünkü her bidat, ya bir sünneti yok eder, yahut sünnetle ilgisi olmaz. Bidat işlemek haram, sünneti özürsüz terk etmek mekruhtur. Bir sünneti özürsüz terk etmeyi sevap sanarak, sünneti terk etmek de bidat olur. Bir inanışın, bir işin veya bir sözün sünnet veya bidat olduğu bilinemediği zaman, bunu yapmamak lazım olur. Çünkü bidati terk etmek, yapmamak lazımdır. Sünneti yapmak lazım değildir. Lazım olmayan şey yapılmazsa kaza olunamaz. Bunun için namazların kılınmamış sünnetleri kaza olunmaz.

***

Sual: Bir kimse, su bulunmayan bir yerde, büyük abdestini yaptıktan sonra, kağıt, kemik gibi şeylerle temizlik yapabilir mi?

Cevap: Su olmadığı zaman, gıda maddesiyle, gübre, kemikle, hayvan gıdası, yemi ile, kömür ve başkasının malı ile, saksı, kiremit parçası ile, kamış ve yaprakla, bezle, kağıtla, tuğla, saksı, cam parçaları ve muhterem yani para eder şeyler, mesela ipekle, camiden atılan şeylerle, zemzem suyu ile taharetlenmek tahrimen mekruhtur. Boş kağıda da saygı lazımdır. Muhterem olmayan isimler, dine yaramıyan yazılar bulunan kağıt ve gazete ile istinca caizdir. Fakat, Kur'ân harfleri ile yazılmış hiçbir kağıtla istinca edilmez.

***

Sual: Ezanın tercümesini, ezan yerine okumanın, dinen bir mahzuru olur mu?

Cevap: Ezan, herkese bildirmek demektir. Belli olan Arapça kelimeleri sırası ile okumaktır. Tercümesini okumak, ezan olmaz. Manası anlaşılsa da, farsça ve başka dillerle okunmaz.

***

Sual: Ezan okumak ne zaman emredildi ve ezan okumak için yüksek bir yere çıkmak şart mıdır?

Cevap: Ezan okumak, hicretten önce Mekke'de, Mirac gecesi başladı. Hicretin birinci senesinde, namaz vakitlerini bildirmek için emir olundu. Mahalle mescidinde, camisinde, yüksek yerde okunması sünnettir. Müezzinin sesini yükseltmesi lazımdır. Fakat, çok bağırmak için, kendini zorlamamalıdır.

***

Sual: Bir kimsenin, banyo aldığı, guslettiği yere idrarını yapması dinen mahzurlu mudur?

Cevap: Gusül edilen, banyo yapılan yere bevil, idrar yapmak caiz değildir. Fakat bevil, idrar, akar, gider, toplanmazsa, bunlar caiz olur.

Sosyal Sorumluluk Projesi

Hiç yorum yok

Sorularınız Dinimiz İslam hocaları tarafından cevaplandırılacaktır. Lütfen suallerinizi: dinimizislam2@gmail.com mail adresine gönderiniz. Teşekkürler.

Ads Place