Sual: İnsanın dünyada yakalandığı, sebebi bilinsin veya bilinmesin her hastalığın tedavisi, ilacı var mıdır? Cevap: Allahü teâlânın âdeti ş...
Sual: İnsanın dünyada yakalandığı, sebebi bilinsin veya bilinmesin her hastalığın tedavisi, ilacı var mıdır?
Cevap: Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki; her şeyi sebeple yaratır. Bir şeye kavuşmak için, bu şeyin yaratılmasına sebep olan şeyi yapmak lazımdır. Her şeyin yaratılmasında müşterek, ortak olan manevi sebep, sadaka vermek, yetmiş kere Estağfirullah min külli mâ kerihallah duasını okumaktır.
Bu iki manevi sebep, maddi sebepleri bulmaya da yardım eder. Peygamber efendimiz;
(Allahü teâlâ, her hastalığın ilacını yaratmıştır. Yalnız, ölüme çare yoktur.)
(Hastalıkların başı, çok yemektir. İlaçların başı, perhizdir.)
(Hastalarınızı, sadaka vererek tedavi ediniz!) buyurmuştur.
İnsan hasta olmamaya dikkat etmelidir. Bunun için de, İslâmiyete uygun yaşamak lazımdır. İslâmiyete uymakta gevşek davranarak, hasta olan kimse, ilaç almalı, perhiz etmeli ve fakirlere sadaka nezir etmeli, adakta bulunmalı ve sık sık sadaka vermelidir. Perhiz, yani rejim yapmanın caiz ve lazım olduğunu, Teyemmüm âyeti göstermektedir.
(Su zarar verince, kullanmayın, teyemmüm edin!) mealindeki âyet-i kerime meşhurdur. Resûlullah efendimiz, hazret-i Ali ile bir eve gitti. Meyve getirdiler. Hazret-i Ali'nin gözleri ağrıyordu. Meyveden kendisi yedi. Hazret-i Aliye;
(Sen yeme! Göz ağrısına zarar verir) buyurdu. Pişmiş pazı ile arpa getirdiler.
(Bundan ye! Gözüne fayda verir) buyurdu. Ödemi olanlara;
(Su içmeyin! Suya perhiz ediniz!) buyururdu.
İslâm âlimleri, tıp ve tedavi üzerinde çok kitap yazdı. Bunlardan Dâvüd-i Antâkînin, Tezkiret-ü ülil-elbâb kitabı ve Türkçe Nusret efendi risâlesi, İbrahim Ezrakın, Teshîl-ül-menâfi kitabı, Ebû Abdullah Zehebînin, Et-tıbbün Nebevîsi çok kıymetlidir.
Perhizi, hadîs-i şeriflerden ve tecrübeli kimselerden ve tabipten, doktordan öğrenmelidir. İlaç kullanmak ve perhiz yapmak sünnettir. Vacip ve farz olduğu yerler de vardır.
***
Sual: Yırtıcı hayvanların eti, sütü, artığı yenebilir mi ve bunların içtiği artık su ile abdest alınabilir mi?
Cevap: Domuzun, köpeğin, yırtıcı hayvanların ve henüz fare yiyen kedinin artıkları, etleri ve sütleri kaba necasettir. Bunları yemek, içmek haramdır. Artıklarını abdestte, gusülde ve temizlikte kullanmak caiz değildir. İlaç olarak da kullanılmaz.
***
Sual: Müctehid olmayan kimselerin, kendilerini müctehid sanarak, âyet-i kerimelere ve hadîs-i şeriflere manalar vermeğe kalkışmaları küfre sebep olur mu? Ehl-i sünnet âlimlerinin ibadetlerde, ictihad ile buldukları bilgilerin bidat olmaması nedendir?
Cevap: Müctehid olmayan din adamlarının, kendilerini müctehid sanarak, âyet-i kerimelere ve hadîs-i şeriflere manalar vermeğe kalkışmaları ile veya kendi görüşleri ile söyledikleri itikat bilgisi, açık bildirilmemiş veya herkesin işitmediği bilgilerden olsa bile, yanlış olursa, böyle yanlış inananlar kâfir olur. Mesela, Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" miraca çıktığına ve kabr sualine, ictihad yolu ile inanmayan bir müctehid, bidat sahibi, yani sapık olur. Kendi aklı, görüşü ile inanmayan müctehid olmayan bir din adamı ise, din bilgilerine kıymet vermemiş olacağından, kâfir olur.
İtikattaki ictihadlarında yanılmamış olan İslâm âlimlerine "rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma'în" ve bunlar gibi doğru inanan Müslümanlara (Ehl-i sünnet) veya (Sünnî) denir.
Yetmişiki bidat ehlinin ibadetleri, sahih olsa da, kabul olmaz. İbadetlerinde, ictihad ile yapacakları bidatleri de ayrıca suç olur.
Ehl-i sünnet âlimlerinin ibadetlerde, ictihad ile buldukları bilgiler bidat değildir. Bu bilgileri bulurken yanılmaları suç olmaz. Dört mezhebin imamları, bu bilgileri, İslâmiyetin sahibinin izni ile, İslâmiyetin bildirdiği delillerden, senetlerden çıkarmışlardır. Bu bilgiler, İslâmiyeti değiştirmiş değil, İslâmiyete yardımcı olmuşlardır. Kur'ân-ı kerimde ve hadîs-i şeriflerde açık bildirilmiş şeylerde ictihad yapılmaz. Bunlar, olduğu gibi kabul edilir. Açık bildirilmemiş bir işi gösteren delili ararken yanılmak suç olmaz. Fakat bu delil yani doğru yol açık olup da, müctehid bu delili bulmakta yanılarak veya bir delilden çıkarılmayıp, akla uyarak yapılan ibadetler, bidat olur, sapıklık olur. Böyle reformlar, bir müekked sünnetin ortadan kalkmasına sebep olursa, günahı daha çok olur. (Fâideli Bilgiler s. 435)
Cevap: Allahü teâlânın âdeti şöyledir ki; her şeyi sebeple yaratır. Bir şeye kavuşmak için, bu şeyin yaratılmasına sebep olan şeyi yapmak lazımdır. Her şeyin yaratılmasında müşterek, ortak olan manevi sebep, sadaka vermek, yetmiş kere Estağfirullah min külli mâ kerihallah duasını okumaktır.
Bu iki manevi sebep, maddi sebepleri bulmaya da yardım eder. Peygamber efendimiz;
(Allahü teâlâ, her hastalığın ilacını yaratmıştır. Yalnız, ölüme çare yoktur.)
(Hastalıkların başı, çok yemektir. İlaçların başı, perhizdir.)
(Hastalarınızı, sadaka vererek tedavi ediniz!) buyurmuştur.
İnsan hasta olmamaya dikkat etmelidir. Bunun için de, İslâmiyete uygun yaşamak lazımdır. İslâmiyete uymakta gevşek davranarak, hasta olan kimse, ilaç almalı, perhiz etmeli ve fakirlere sadaka nezir etmeli, adakta bulunmalı ve sık sık sadaka vermelidir. Perhiz, yani rejim yapmanın caiz ve lazım olduğunu, Teyemmüm âyeti göstermektedir.
(Su zarar verince, kullanmayın, teyemmüm edin!) mealindeki âyet-i kerime meşhurdur. Resûlullah efendimiz, hazret-i Ali ile bir eve gitti. Meyve getirdiler. Hazret-i Ali'nin gözleri ağrıyordu. Meyveden kendisi yedi. Hazret-i Aliye;
(Sen yeme! Göz ağrısına zarar verir) buyurdu. Pişmiş pazı ile arpa getirdiler.
(Bundan ye! Gözüne fayda verir) buyurdu. Ödemi olanlara;
(Su içmeyin! Suya perhiz ediniz!) buyururdu.
İslâm âlimleri, tıp ve tedavi üzerinde çok kitap yazdı. Bunlardan Dâvüd-i Antâkînin, Tezkiret-ü ülil-elbâb kitabı ve Türkçe Nusret efendi risâlesi, İbrahim Ezrakın, Teshîl-ül-menâfi kitabı, Ebû Abdullah Zehebînin, Et-tıbbün Nebevîsi çok kıymetlidir.
Perhizi, hadîs-i şeriflerden ve tecrübeli kimselerden ve tabipten, doktordan öğrenmelidir. İlaç kullanmak ve perhiz yapmak sünnettir. Vacip ve farz olduğu yerler de vardır.
***
Sual: Yırtıcı hayvanların eti, sütü, artığı yenebilir mi ve bunların içtiği artık su ile abdest alınabilir mi?
Cevap: Domuzun, köpeğin, yırtıcı hayvanların ve henüz fare yiyen kedinin artıkları, etleri ve sütleri kaba necasettir. Bunları yemek, içmek haramdır. Artıklarını abdestte, gusülde ve temizlikte kullanmak caiz değildir. İlaç olarak da kullanılmaz.
***
Sual: Müctehid olmayan kimselerin, kendilerini müctehid sanarak, âyet-i kerimelere ve hadîs-i şeriflere manalar vermeğe kalkışmaları küfre sebep olur mu? Ehl-i sünnet âlimlerinin ibadetlerde, ictihad ile buldukları bilgilerin bidat olmaması nedendir?
Cevap: Müctehid olmayan din adamlarının, kendilerini müctehid sanarak, âyet-i kerimelere ve hadîs-i şeriflere manalar vermeğe kalkışmaları ile veya kendi görüşleri ile söyledikleri itikat bilgisi, açık bildirilmemiş veya herkesin işitmediği bilgilerden olsa bile, yanlış olursa, böyle yanlış inananlar kâfir olur. Mesela, Resûlullahın "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" miraca çıktığına ve kabr sualine, ictihad yolu ile inanmayan bir müctehid, bidat sahibi, yani sapık olur. Kendi aklı, görüşü ile inanmayan müctehid olmayan bir din adamı ise, din bilgilerine kıymet vermemiş olacağından, kâfir olur.
İtikattaki ictihadlarında yanılmamış olan İslâm âlimlerine "rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma'în" ve bunlar gibi doğru inanan Müslümanlara (Ehl-i sünnet) veya (Sünnî) denir.
Yetmişiki bidat ehlinin ibadetleri, sahih olsa da, kabul olmaz. İbadetlerinde, ictihad ile yapacakları bidatleri de ayrıca suç olur.
Ehl-i sünnet âlimlerinin ibadetlerde, ictihad ile buldukları bilgiler bidat değildir. Bu bilgileri bulurken yanılmaları suç olmaz. Dört mezhebin imamları, bu bilgileri, İslâmiyetin sahibinin izni ile, İslâmiyetin bildirdiği delillerden, senetlerden çıkarmışlardır. Bu bilgiler, İslâmiyeti değiştirmiş değil, İslâmiyete yardımcı olmuşlardır. Kur'ân-ı kerimde ve hadîs-i şeriflerde açık bildirilmiş şeylerde ictihad yapılmaz. Bunlar, olduğu gibi kabul edilir. Açık bildirilmemiş bir işi gösteren delili ararken yanılmak suç olmaz. Fakat bu delil yani doğru yol açık olup da, müctehid bu delili bulmakta yanılarak veya bir delilden çıkarılmayıp, akla uyarak yapılan ibadetler, bidat olur, sapıklık olur. Böyle reformlar, bir müekked sünnetin ortadan kalkmasına sebep olursa, günahı daha çok olur. (Fâideli Bilgiler s. 435)
Hiç yorum yok
Sorularınız Dinimiz İslam hocaları tarafından cevaplandırılacaktır. Lütfen suallerinizi: dinimizislam2@gmail.com mail adresine gönderiniz. Teşekkürler.