Sual: İnsanın, Cennetteki nimetleri veya Cehennemdeki azapları bu dünyadan kendisinin götürdüğü bildirmektedir. Bu nasıl olmaktadır? Alem-i ...
Sual: İnsanın, Cennetteki nimetleri veya Cehennemdeki azapları bu dünyadan kendisinin götürdüğü bildirmektedir. Bu nasıl olmaktadır? Alem-i misale inanmak ile ahirete inanmak aynı mıdır?
Cevap: Tasavvuf mütehassısları "rahime-hümullahü teâlâ" diyor ki, insan ölünce, ruhu bedenden ayrılır. İnsanın dünyada iken yaptığı iyi işleri, imanı ve güzel ahlâkı, nurlar, ışıklar, bostanlar, çiçekler, huriler, köşkler, inciler şeklini alırlar. Cahilliği, sapıklığı, kötü huyları da, ateşler, karanlıklar, akrepler, yılanlar şeklinde görünürler. İmanlı ve iyi huylu ruh, nimetleri Cennetlere kendi götürmektedir. Kâfir ve fasık ruhlar da, ateşleri, azabları, kendisi birlikte götürür. Ruh, bu cisim âleminde kaldıkça, yüklendiği bu şeyleri anlayamaz. Bedene bağlılığı ve cisim âlemine dalmış olması, onları anlamasına mâni olur. Ruh, bedenden ayrılınca, bu engeller kalmaz. O zaman, kendinde bulunan iyi ve kötü yükleri, onlara uygun şekillerde görmeğe başlar. İnsanın dünyadaki hâli, bir sarhoşa benzer. Ölmek, sarhoşun ayılması demektir. Sarhoşun yanına sevdiği kimseler toplanır, sevdiği hediyeler gelirse, yahut, koynuna akrepler, yılanlar girerse, hiçbirini duymaz. Ayılınca, bunları görür, anlar. Bu (Ahiret hâlleri), âlem-i misâl hâlleri gibidir.
Şihâbüddîn-i Sühreverdî "rahmetullahi aleyh" buyuruyor ki, (Milyonlarca yıldızın bir araya gelip bir sistem kurduğunu ve her sistemin boşlukta bozulmadan hareket ettiğini söyleyen astronomi adamlarının sözlerine, görmeden inanıldığı gibi, tasavvufçuların keşfettikleri, bildirdikleri âlem-i misâl ve ruh âlemine de inanmak lâzım gelir). İnkâr edenlere değil, haber verenlere inanmak doğru olur. [Aklı olan, fen bilgisinden haberi olan, Allahü teâlânın varlığını ve birliğini hemen anlar ve ispat eder. Ahirete inanmak, böyle değildir. Buna, Allahü teâlâ haber verdiği için inanılır.] (İslâm Ahlâkı s. 145)
***
Sual: Bazı kimseler; insan, namaz kılıp, her ibadeti, her iyiliği yaptığı halde, bir kelime söylemekle kafir olur mu diyorlar. Bunlara nasıl cevap vermelidir?
Cevap: Bu konuda Kâdî zâde Ahmed efendi Birgivî şerhinde buyuruyor ki:
"Bir kafir, bir kelime-i tevhid söylemekle mümin olduğu gibi, bir mümin de, bir söz söylemekle kafir olur. Erkek veya kadın inadî küfür ile mürted olunca, nikahı fesih olup gider ki, bu talak demek değildir. Bunun için, üçten fazla imanını ve nikahını tazelemeleri, hullesiz caiz olur."
Yalnız birinin nikahı tazelemesi yetişmez. Erkek ile zevcesinin, iki şahit yanında nikahı tazelemeleri lazımdır. Şafi mezhebinde iddet zamanı içinde tevbe ederse, tecdid-i nikah lazım olmaz. Hanefi mezhebinde olan, kolaylık olması için, nikahını yenilemeye, zevcesinden vekalet almalı, iki şahit yanında;
"Öteden beri nikahım altında bulunan zevcemi, onun tarafından vekil olarak ve tarafımdan asil olarak kendime tezvic ettim" demelidir.
Camilerde cemaatin çok olduğu bir namazın duasından sonra, imam efendi, tecdid-i iman ve nikah duasını cemaat ile birlikte okursa, cemaat birbirlerine şahit olmuş, nikahları da tazelenmiş olur.
Son nefeste Müslümanın tevbe etmesi sahih olur. Fakat, kafirin imana gelmesi sahih olmaz. Her Müslüman, sabah ve akşam, şu iman duasını okumalıdır:
(Allahümme innî e'ûzü bike min en-üşrike bike şey-en ve ene a'lemü ve estagfirü-ke li-mâ lâ-a'lemü inneke ente allâmülguyûb.)
Sabah duası gece yarısında okumaya başlanır. Akşam duası zevalden başlar. Mürted olduğunu inkar etmek de, tevbe olur.
***
Sual: İnsanların ayıplarını araştırmak, yüzlerine vurmak, dinimizce doğru bir şey midir?
Cevap: Müslümanların ayıplarını örtmek, gizli günahlarını yaymamak ve kusurlarını affetmek çok sevaptır. Küçüklere, emri altında bulunanlara, hanıma, çocuklara, talebeye, askere, işçiye, fakirlere merhamet etmelidir. Kusurlarını yüzlerine vurmamalıdır. Olur olmaz sebeplerle onları incitmemeli, dövmemeli ve sövmemelidir.
***
Sual: Mürted ne demektir ve hangi sebepten dolayı bir Müslüman mürted olmaktadır?
Cevap: Bir Müslüman, imanın yok olmasına sebep olacağı sözbirliği ile bildirilmiş olan şeyleri amden, istekle söyler veya yaparsa, kafir olur. Bu şekilde imanını kaybedene Mürted denir.
Cevap: Tasavvuf mütehassısları "rahime-hümullahü teâlâ" diyor ki, insan ölünce, ruhu bedenden ayrılır. İnsanın dünyada iken yaptığı iyi işleri, imanı ve güzel ahlâkı, nurlar, ışıklar, bostanlar, çiçekler, huriler, köşkler, inciler şeklini alırlar. Cahilliği, sapıklığı, kötü huyları da, ateşler, karanlıklar, akrepler, yılanlar şeklinde görünürler. İmanlı ve iyi huylu ruh, nimetleri Cennetlere kendi götürmektedir. Kâfir ve fasık ruhlar da, ateşleri, azabları, kendisi birlikte götürür. Ruh, bu cisim âleminde kaldıkça, yüklendiği bu şeyleri anlayamaz. Bedene bağlılığı ve cisim âlemine dalmış olması, onları anlamasına mâni olur. Ruh, bedenden ayrılınca, bu engeller kalmaz. O zaman, kendinde bulunan iyi ve kötü yükleri, onlara uygun şekillerde görmeğe başlar. İnsanın dünyadaki hâli, bir sarhoşa benzer. Ölmek, sarhoşun ayılması demektir. Sarhoşun yanına sevdiği kimseler toplanır, sevdiği hediyeler gelirse, yahut, koynuna akrepler, yılanlar girerse, hiçbirini duymaz. Ayılınca, bunları görür, anlar. Bu (Ahiret hâlleri), âlem-i misâl hâlleri gibidir.
Şihâbüddîn-i Sühreverdî "rahmetullahi aleyh" buyuruyor ki, (Milyonlarca yıldızın bir araya gelip bir sistem kurduğunu ve her sistemin boşlukta bozulmadan hareket ettiğini söyleyen astronomi adamlarının sözlerine, görmeden inanıldığı gibi, tasavvufçuların keşfettikleri, bildirdikleri âlem-i misâl ve ruh âlemine de inanmak lâzım gelir). İnkâr edenlere değil, haber verenlere inanmak doğru olur. [Aklı olan, fen bilgisinden haberi olan, Allahü teâlânın varlığını ve birliğini hemen anlar ve ispat eder. Ahirete inanmak, böyle değildir. Buna, Allahü teâlâ haber verdiği için inanılır.] (İslâm Ahlâkı s. 145)
***
Sual: Bazı kimseler; insan, namaz kılıp, her ibadeti, her iyiliği yaptığı halde, bir kelime söylemekle kafir olur mu diyorlar. Bunlara nasıl cevap vermelidir?
Cevap: Bu konuda Kâdî zâde Ahmed efendi Birgivî şerhinde buyuruyor ki:
"Bir kafir, bir kelime-i tevhid söylemekle mümin olduğu gibi, bir mümin de, bir söz söylemekle kafir olur. Erkek veya kadın inadî küfür ile mürted olunca, nikahı fesih olup gider ki, bu talak demek değildir. Bunun için, üçten fazla imanını ve nikahını tazelemeleri, hullesiz caiz olur."
Yalnız birinin nikahı tazelemesi yetişmez. Erkek ile zevcesinin, iki şahit yanında nikahı tazelemeleri lazımdır. Şafi mezhebinde iddet zamanı içinde tevbe ederse, tecdid-i nikah lazım olmaz. Hanefi mezhebinde olan, kolaylık olması için, nikahını yenilemeye, zevcesinden vekalet almalı, iki şahit yanında;
"Öteden beri nikahım altında bulunan zevcemi, onun tarafından vekil olarak ve tarafımdan asil olarak kendime tezvic ettim" demelidir.
Camilerde cemaatin çok olduğu bir namazın duasından sonra, imam efendi, tecdid-i iman ve nikah duasını cemaat ile birlikte okursa, cemaat birbirlerine şahit olmuş, nikahları da tazelenmiş olur.
Son nefeste Müslümanın tevbe etmesi sahih olur. Fakat, kafirin imana gelmesi sahih olmaz. Her Müslüman, sabah ve akşam, şu iman duasını okumalıdır:
(Allahümme innî e'ûzü bike min en-üşrike bike şey-en ve ene a'lemü ve estagfirü-ke li-mâ lâ-a'lemü inneke ente allâmülguyûb.)
Sabah duası gece yarısında okumaya başlanır. Akşam duası zevalden başlar. Mürted olduğunu inkar etmek de, tevbe olur.
***
Sual: İnsanların ayıplarını araştırmak, yüzlerine vurmak, dinimizce doğru bir şey midir?
Cevap: Müslümanların ayıplarını örtmek, gizli günahlarını yaymamak ve kusurlarını affetmek çok sevaptır. Küçüklere, emri altında bulunanlara, hanıma, çocuklara, talebeye, askere, işçiye, fakirlere merhamet etmelidir. Kusurlarını yüzlerine vurmamalıdır. Olur olmaz sebeplerle onları incitmemeli, dövmemeli ve sövmemelidir.
***
Sual: Mürted ne demektir ve hangi sebepten dolayı bir Müslüman mürted olmaktadır?
Cevap: Bir Müslüman, imanın yok olmasına sebep olacağı sözbirliği ile bildirilmiş olan şeyleri amden, istekle söyler veya yaparsa, kafir olur. Bu şekilde imanını kaybedene Mürted denir.
Hiç yorum yok
Sorularınız Dinimiz İslam hocaları tarafından cevaplandırılacaktır. Lütfen suallerinizi: dinimizislam2@gmail.com mail adresine gönderiniz. Teşekkürler.