Sual: Bazı kimseler, açık, net olmalı diyerek, insanın edep yerlerinden, çocukların yanlarında bile açık olarak bahsetmekte, konuşmaktadır. ...
Sual: Bazı kimseler, açık, net olmalı diyerek, insanın edep yerlerinden, çocukların yanlarında bile açık olarak bahsetmekte, konuşmaktadır. Böyle konuşmak, yazmak, dinimizce uygun mudur?
Cevap: Fuhuş söyleyen kimse tazir olunur, cezalandırılır. Çünkü, fuhuş söylemek tahrimen mekruhtur. Hadîkada deniyor ki:
"Fuhuş, çirkin söz demektir. Haddi aşan her şeye fâhiş denir. Burada, çirkin olan işleri başkalarına açık kelimelerle anlatmak demektir. Cima ve abdest bozmak için kullanılan kelimeleri söylemek böyledir. Bu kelimeleri söylemek fuhuştur ve tahrimen mekruhtur. Çünkü bunları söylemek, mürüvvete ve diyanete uygun değildir, hayayı, utanmayı giderir ve başkalarını gücendirir. Mürüvvet, insanlık, erkeklik demektir. Cimayı ve abdest bozmayı anlatmak lazım olduğu zaman, açık olarak söylememeli, kinaye olarak söylemelidir. Kinaye, bir şeyi, açık manaları başka olan kelimelerle anlatmaktır. Edepli, salih olan, fuhuş söylemeye mecbur olunca, kinaye olarak söyler. Mesela, Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerimde, cima için dokunmak, lems kelimesini söylemiştir. İbni Ebiddünyâ ve Ebû Nu'aym hazretlerinin bildirdikleri hadîs-i şerifte;
(Fuhuş söyleyenlerin Cennete girmeleri haramdır) buyuruldu. Yani, bunun azabını çekmedikçe Cennete girmezler."
***
Sual: İmanı gideren bir şey kalbe gelse fakat bu şey söylenmese, yine de imana bir zararı olur mu?
Cevap: Kalbine, küfre sebep olan, imanı gideren bir şey gelen kimse, bunu söylemese ve üzülse, imanına zarar vermez. Bu hal, o kimsenin imanının kuvvetli olduğunu gösterir.
***
Sual: Aralarındaki bir meseleyi halletmek için, gel din kitaplarına bakalım, orada nasıl bildirilmiş ise öyle yapalım denilen kimse, benim İslâmiyetle alakam yok dese, imanına zarar gelir mi?
Cevap: İslâmiyete de müracaat edelim diyene, İslâmiyet ile işim yoktur diyenin, imanı gider, kafir olur. İmanını ve nikahını tecdid etmesi, yenilemesi lazım olur.
***
Sual: Bazı kimseler, bir işin veya bir sözün faydalı olup olmadığını, gayr-i müslimlerin yapıp yapmadığına göre değerlendiriyorlar. Böyle yapmak uygun mudur?
Cevap: Bir işin, bir sözün faydalı veya zararlı olduğunu anlamak için, gayr-i müslimlerin yapıp yapmadıklarına değil, o işi veya sözü, dinimizin emir veya yasak edip, etmediğine bakmalıdır.
***
Sual: İmanın devamlı olması ve hiç çıkmaması için ne yapmalı veya nasıl iman etmelidir?
Cevap: İmanın, bizde baki kalıp çıkmamasının şartı ve sebebi altıdır:
1- Biz gaibe iman eyledik. Bizim imanımız gaibedir, zahire değildir. Zira biz, Allahü azîm-üş-şânı, gözümüzle göremedik. Lâkin görmüş gibi inandık, iman ettik. Bundan asla şüphemiz yoktur.
2- Yerde ve gökte, insanda ve cinde ve meleklerde ve Peygamberlerde "aleyhimüssalevâtü vetteslimât", gaibi bilen yoktur. Gaibi ancak Allahü azîm-üş-şân bilir ve dilediklerini dilediklerine bildirir. [Gaib demek, duygu organları ile veya hesap, tecrübe ile anlaşılmayan demektir. Gaibi ancak Onun bildirdikleri bilir.]
3- Haramı haram bilip, itikat etmek.
4- Helalı helal bilip, böyle itikat etmek.
5- Allahü azîm-üş-şânın azabından emin olmayıp, daima korkmak.
6- Her ne kadar günahkâr olsa da, Allahü azîm-üş-şânın rahmetinden ümit kesmemek.
Bu altı şeyden birisi, bir kimsede bulunmasa da, beşi bulunsa, yahut birisi bulunsa da, beşi bulunmasa, o kimsenin imanı ve İslâmı sahih değildir. (İslâm Ahlâkı s.184)
Cevap: Fuhuş söyleyen kimse tazir olunur, cezalandırılır. Çünkü, fuhuş söylemek tahrimen mekruhtur. Hadîkada deniyor ki:
"Fuhuş, çirkin söz demektir. Haddi aşan her şeye fâhiş denir. Burada, çirkin olan işleri başkalarına açık kelimelerle anlatmak demektir. Cima ve abdest bozmak için kullanılan kelimeleri söylemek böyledir. Bu kelimeleri söylemek fuhuştur ve tahrimen mekruhtur. Çünkü bunları söylemek, mürüvvete ve diyanete uygun değildir, hayayı, utanmayı giderir ve başkalarını gücendirir. Mürüvvet, insanlık, erkeklik demektir. Cimayı ve abdest bozmayı anlatmak lazım olduğu zaman, açık olarak söylememeli, kinaye olarak söylemelidir. Kinaye, bir şeyi, açık manaları başka olan kelimelerle anlatmaktır. Edepli, salih olan, fuhuş söylemeye mecbur olunca, kinaye olarak söyler. Mesela, Allahü teâlâ, Kur'ân-ı kerimde, cima için dokunmak, lems kelimesini söylemiştir. İbni Ebiddünyâ ve Ebû Nu'aym hazretlerinin bildirdikleri hadîs-i şerifte;
(Fuhuş söyleyenlerin Cennete girmeleri haramdır) buyuruldu. Yani, bunun azabını çekmedikçe Cennete girmezler."
***
Sual: İmanı gideren bir şey kalbe gelse fakat bu şey söylenmese, yine de imana bir zararı olur mu?
Cevap: Kalbine, küfre sebep olan, imanı gideren bir şey gelen kimse, bunu söylemese ve üzülse, imanına zarar vermez. Bu hal, o kimsenin imanının kuvvetli olduğunu gösterir.
***
Sual: Aralarındaki bir meseleyi halletmek için, gel din kitaplarına bakalım, orada nasıl bildirilmiş ise öyle yapalım denilen kimse, benim İslâmiyetle alakam yok dese, imanına zarar gelir mi?
Cevap: İslâmiyete de müracaat edelim diyene, İslâmiyet ile işim yoktur diyenin, imanı gider, kafir olur. İmanını ve nikahını tecdid etmesi, yenilemesi lazım olur.
***
Sual: Bazı kimseler, bir işin veya bir sözün faydalı olup olmadığını, gayr-i müslimlerin yapıp yapmadığına göre değerlendiriyorlar. Böyle yapmak uygun mudur?
Cevap: Bir işin, bir sözün faydalı veya zararlı olduğunu anlamak için, gayr-i müslimlerin yapıp yapmadıklarına değil, o işi veya sözü, dinimizin emir veya yasak edip, etmediğine bakmalıdır.
***
Sual: İmanın devamlı olması ve hiç çıkmaması için ne yapmalı veya nasıl iman etmelidir?
Cevap: İmanın, bizde baki kalıp çıkmamasının şartı ve sebebi altıdır:
1- Biz gaibe iman eyledik. Bizim imanımız gaibedir, zahire değildir. Zira biz, Allahü azîm-üş-şânı, gözümüzle göremedik. Lâkin görmüş gibi inandık, iman ettik. Bundan asla şüphemiz yoktur.
2- Yerde ve gökte, insanda ve cinde ve meleklerde ve Peygamberlerde "aleyhimüssalevâtü vetteslimât", gaibi bilen yoktur. Gaibi ancak Allahü azîm-üş-şân bilir ve dilediklerini dilediklerine bildirir. [Gaib demek, duygu organları ile veya hesap, tecrübe ile anlaşılmayan demektir. Gaibi ancak Onun bildirdikleri bilir.]
3- Haramı haram bilip, itikat etmek.
4- Helalı helal bilip, böyle itikat etmek.
5- Allahü azîm-üş-şânın azabından emin olmayıp, daima korkmak.
6- Her ne kadar günahkâr olsa da, Allahü azîm-üş-şânın rahmetinden ümit kesmemek.
Bu altı şeyden birisi, bir kimsede bulunmasa da, beşi bulunsa, yahut birisi bulunsa da, beşi bulunmasa, o kimsenin imanı ve İslâmı sahih değildir. (İslâm Ahlâkı s.184)
Bu işleri edenleri Rabbim ıslah etsin.
YanıtlaSil