Sual: Kendine zarar gelecek diye emr-i marufu bırakmak caiz olur mu? CEVAP Bu iş, şahıslara ve duruma göre değişir. Emr-i marufun bıra...
Sual: Kendine zarar gelecek diye emr-i marufu bırakmak caiz olur mu?
CEVAP
Bu iş, şahıslara ve duruma göre değişir. Emr-i marufun bırakılması gereken yerler de olur. Duruma göre emr-i maruf yapmanın iyi olduğu yerler de olabilir. Mesela aşağıdaki örnekteki âlim, oradaki duruma göre, sultandan çekinmeden emr-i maruf yapmıştır:
Buharalı bir âlim, Semerkant’ta sultanın çocuklarının sokakta abes oyun oynadıklarını görünce elindeki bastonla hafif döver. Çocuklar kaçıp babalarına şikâyet ederler.
Sultan, Buharalı âlimi çağırtarak, haşmetiyle der ki:
— Ey hoca, Sultana karşı çıkanın hemen hapse atılacağını bilmiyor musun?
— Bilirim sultanım, ama ya sen, Rahman’a karşı çıkanın Cehenneme gideceğini bilmiyor musun?
— Sana böyle emr-i maruf yapmak vazifesini kim verdi âlim?
— Önce söyler misin? Seni kim sultan yaptı?
— Kim olacak elbette halife.
— Beni de, o halifenin Rabbi vazifelendirdi.
— O hâlde sana Semerkant’ta emr-i maruf vazifesini veriyorum. Kimseden çekinmeden emr-i marufunu yap!
— Ben de kendimi bu vazifeden hemen azlettim.
— Hoca, senin bu cevabına hayret ettim, emredilmeden, izinsiz görev yapıyorsun. İzin verilince de, istemiyorsun.
— Sultanım, sen izin verince, sonra azledersin. Rabbimin verdiği görevden beni kimse azledemez.
— Sen iyi birine benziyorsun. Dile benden ne dilersen!
— Peki, her şey isteyebilir miyim?
— Elbette.
— İhtiyarladım, hâlsizleştim, gençleşmek istiyorum, beni genç yap!
— Bu iş elimden gelmez.
— O zaman bana bir ferman yaz, görevli melekler beni Cehenneme atmasın!
— Bunu da yapamam.
— Benim öyle bir sultanım var ki, her şeyimi Ondan istiyorum. Hiç (Bunu yapamam) demedi.
— Haklısın, haydi yolun açık olsun. Beni duadan unutma! (İslam Ahlakı)
Âlemlere rahmet
Rabbimizin mahbubu, Hazret-i Muhammed’dir,
Cismi pak, ismi Ahmed, âlemlere rahmettir.
CEVAP
Bu iş, şahıslara ve duruma göre değişir. Emr-i marufun bırakılması gereken yerler de olur. Duruma göre emr-i maruf yapmanın iyi olduğu yerler de olabilir. Mesela aşağıdaki örnekteki âlim, oradaki duruma göre, sultandan çekinmeden emr-i maruf yapmıştır:
Buharalı bir âlim, Semerkant’ta sultanın çocuklarının sokakta abes oyun oynadıklarını görünce elindeki bastonla hafif döver. Çocuklar kaçıp babalarına şikâyet ederler.
Sultan, Buharalı âlimi çağırtarak, haşmetiyle der ki:
— Ey hoca, Sultana karşı çıkanın hemen hapse atılacağını bilmiyor musun?
— Bilirim sultanım, ama ya sen, Rahman’a karşı çıkanın Cehenneme gideceğini bilmiyor musun?
— Sana böyle emr-i maruf yapmak vazifesini kim verdi âlim?
— Önce söyler misin? Seni kim sultan yaptı?
— Kim olacak elbette halife.
— Beni de, o halifenin Rabbi vazifelendirdi.
— O hâlde sana Semerkant’ta emr-i maruf vazifesini veriyorum. Kimseden çekinmeden emr-i marufunu yap!
— Ben de kendimi bu vazifeden hemen azlettim.
— Hoca, senin bu cevabına hayret ettim, emredilmeden, izinsiz görev yapıyorsun. İzin verilince de, istemiyorsun.
— Sultanım, sen izin verince, sonra azledersin. Rabbimin verdiği görevden beni kimse azledemez.
— Sen iyi birine benziyorsun. Dile benden ne dilersen!
— Peki, her şey isteyebilir miyim?
— Elbette.
— İhtiyarladım, hâlsizleştim, gençleşmek istiyorum, beni genç yap!
— Bu iş elimden gelmez.
— O zaman bana bir ferman yaz, görevli melekler beni Cehenneme atmasın!
— Bunu da yapamam.
— Benim öyle bir sultanım var ki, her şeyimi Ondan istiyorum. Hiç (Bunu yapamam) demedi.
— Haklısın, haydi yolun açık olsun. Beni duadan unutma! (İslam Ahlakı)
Âlemlere rahmet
Rabbimizin mahbubu, Hazret-i Muhammed’dir,
Cismi pak, ismi Ahmed, âlemlere rahmettir.
Hiç yorum yok
Sorularınız Dinimiz İslam hocaları tarafından cevaplandırılacaktır. Lütfen suallerinizi: dinimizislam2@gmail.com mail adresine gönderiniz. Teşekkürler.