Sual: Ehl-i sünnet itikadına göre amel imandan parça değildir. Yani insan günah işlemekle kâfir olmaz. Bir de, (Günahı hafif görmek, öne...
Sual: Ehl-i sünnet itikadına göre amel imandan parça değildir. Yani insan günah işlemekle kâfir olmaz. Bir de, (Günahı hafif görmek, önem vermemek küfürdür) buyuruluyor. İçki içen, gıybet eden, yalan söyleyen kimse, günah işlediği için kâfir olmuyor, fakat bu günahları hafif görmese zaten bunları işlemez. Bunlar kâfir mi, değil mi? Buradaki inceliği anlayamadım. Mesela namaz kılan bir kadın, açık geziyor. Açık gezme günahını hafif görmese açık gezmez. Allah'a imanı olmasa, namaz kılmaz. Bunun imanı var mı, yok mu? Yine kitaplarda, (Ramazanda açıktan oruç yiyenlerin imanı gider) deniyor. Hâlbuki oruç tutmamak günahtır, küfür değildir. Günahı hafif görmek küfür olduğu gibi, kitaplarda sadece farzı değil, sünneti bile hafif görenin, önem vermeyenin kâfir olacağı yazıyor. Namazda takke giymek sünnettir. Önem vermezse kâfir oluyor, (Önem verseydi giyerdi) diye hatırıma geliyor. İkindinin ve yatsının sünnetini terk edenler için de aynı şeyi düşünmekten kendimi alamıyorum. Hâlbuki sünneti yapmayan sevabdan mahrum kalır, kâfir olmaz. İkisinin ortasını bulamıyorum. Bu konuda bir açıklama mümkün müdür?
CEVAP
Hem namaz kılıp, hem de, çekinmeden günah işleyen kimse için, kesin olarak (Günahı hafife alıyor) veya (Günahı hafife almıyor) demek yanlış olur.
Devamlı açık gezen bir bayanın, açıklığı hafife almadığını söylemek zordur. Devamlı içki içen veya başka günahı işleyen kimse için de, (Bu günahı hafife almıyor) demek çok zordur. Günah alışkanlık hâline gelince, hafife alınma tehlikesi başlar. Devamlı bir veya birkaç günahı işleyen kimsenin tevbe etmesi güçtür. Tevbeyi hatırına bile getirmez. Namaz kılan bir kimse, (Örtünmenin dinde yeri yoktur) diye inansa kâfir olacağı gibi, örtünme emrini hafife alınca da kâfir olur.
Ara sıra günah işleyen kimsenin günahı hafife aldığını söylemek zordur. Böyle kişi tevbe de edebilir. Genelde ara sıra günah işleyen kimse, günahı hafif gördüğü için değil, o anda basireti bağlanıyor, gaflete düşüyor sanki farkında olmadan günah işliyor. Yoksa bir Müslüman, günaha önem vermeden kasten günah işlemekten çekinir.
(Ramazanda açıktan oruç yiyenlerin imanı gider) demek, oruç tutmayan kâfir olur demek değildir. Oruç tutmamak ayrı, oruca meydan okur gibi, başkalarını da oruç tutmamaya teşvik eder şekilde açıktan oruç yemek ayrıdır. Bunda orucu hafife almak vardır. Bir insan, aç kalırım korkusuyla, hastalanırım endişesiyle veya işimi aksatır diye oruç tutmazsa, bunlar gerçekten geçerli bir sebep olmasa da, yine bir mazeretle oruç tutmamış olur, orucu hafife almış olmaz, yani küfür değildir.
Takke giymemek gibi, sünnetleri yapmayan, sünnete önem vermediğinden değil, geçersiz de olsa, başka sebeplerle bunları yapmıyor. Buna benzer sebeplerle sünnetleri yapmayana ve günah işleyene kâfir dememelidir.
CEVAP
Hem namaz kılıp, hem de, çekinmeden günah işleyen kimse için, kesin olarak (Günahı hafife alıyor) veya (Günahı hafife almıyor) demek yanlış olur.
Devamlı açık gezen bir bayanın, açıklığı hafife almadığını söylemek zordur. Devamlı içki içen veya başka günahı işleyen kimse için de, (Bu günahı hafife almıyor) demek çok zordur. Günah alışkanlık hâline gelince, hafife alınma tehlikesi başlar. Devamlı bir veya birkaç günahı işleyen kimsenin tevbe etmesi güçtür. Tevbeyi hatırına bile getirmez. Namaz kılan bir kimse, (Örtünmenin dinde yeri yoktur) diye inansa kâfir olacağı gibi, örtünme emrini hafife alınca da kâfir olur.
Ara sıra günah işleyen kimsenin günahı hafife aldığını söylemek zordur. Böyle kişi tevbe de edebilir. Genelde ara sıra günah işleyen kimse, günahı hafif gördüğü için değil, o anda basireti bağlanıyor, gaflete düşüyor sanki farkında olmadan günah işliyor. Yoksa bir Müslüman, günaha önem vermeden kasten günah işlemekten çekinir.
(Ramazanda açıktan oruç yiyenlerin imanı gider) demek, oruç tutmayan kâfir olur demek değildir. Oruç tutmamak ayrı, oruca meydan okur gibi, başkalarını da oruç tutmamaya teşvik eder şekilde açıktan oruç yemek ayrıdır. Bunda orucu hafife almak vardır. Bir insan, aç kalırım korkusuyla, hastalanırım endişesiyle veya işimi aksatır diye oruç tutmazsa, bunlar gerçekten geçerli bir sebep olmasa da, yine bir mazeretle oruç tutmamış olur, orucu hafife almış olmaz, yani küfür değildir.
Takke giymemek gibi, sünnetleri yapmayan, sünnete önem vermediğinden değil, geçersiz de olsa, başka sebeplerle bunları yapmıyor. Buna benzer sebeplerle sünnetleri yapmayana ve günah işleyene kâfir dememelidir.
Hiç yorum yok
Sorularınız Dinimiz İslam hocaları tarafından cevaplandırılacaktır. Lütfen suallerinizi: dinimizislam2@gmail.com mail adresine gönderiniz. Teşekkürler.