Sual: Mâlikî veya Şâfiî mezhebini taklit eden bir Hanefî, abdestin veya guslün ortasında, niyet etmediğini hatırlarsa, abdeste veya gusle ...
Sual: Mâlikî veya Şâfiî mezhebini taklit eden bir Hanefî, abdestin veya guslün ortasında, niyet etmediğini hatırlarsa, abdeste veya gusle baştan mı başlaması gerekir, yoksa devam edip niyetsiz yıkadığı yerleri tekrar yıkasa olur mu?
CEVAP
Şâfiî mezhebinde, abdestte tertip farz olduğu için, baştan başlar. Mâlikî'de tertip farz değildir. Şâfiî’deki gibi, baştan başlaması iyi olur. Tertip sünnetine de riayet etmiş olur. Kaldığı yerden devam edip, niyetsiz yıkadığı yerleri, tekrar yıkarsa, yine abdest sahih olur.
Gusülde, Şâfiî'de de, tertip farz değildir. Niyet edip denize giren gusletmiş olur. O gusül abdestiyle namaz kılabilir. Denize girince tertip aranmaz.
Gusülde, niyeti unutup, guslün ortasında hatırlayan Şâfiîler, gusle niyet edip, niyetsiz yıkadığı yerlere, su dökerlerse gusletmiş olurlar. Mâlikî'de, müvalata da uymak gerekir.
İmam-ı a'zamın büyüklüğü
Sual: Ebu Hanife’nin, son haccında, Kâbe’ye girip, namaz kıldıktan sonra, (Yâ Rabbi, Sana layık ibadet edemedim, ama senin akılla anlaşılamayacağını anladım. Hizmetimdeki kusurumu, bu anlayışıma bağışla!) diye dua ederken, o anda, (Ey Ebu Hanife! Sen beni iyi tanıdın ve bana güzel hizmet ettin. Seni ve kıyamete kadar, senin mezhebinde olup, yolunda gidenleri af ve mağfiret ettim) diye ses işitildiği Mizan-ül-Kübra kitabında yazılıdır. Burada, Cenab-ı Hak, (Sen beni iyi tanıdın, güzel hizmet ettin) buyururken, (Sen anlaşılmazsın, sana layık ibadet edemedim) demekle Ebu Hanife’nin yanıldığı yani yanlış söylediği anlaşılmıyor mu?
CEVAP
Hayır, öyle bir şey yoktur. İmam-ı a'zam hazretleri, ibadetteki ve Allah'ı akılla tanımaktaki aczini bildiriyor. Cenab-ı Hak da, onu tasdik ediyor, (Evet, bir kul Allah'a layık ibadet edemez ve Allah'ı akılla tanıyamazsa da, sen, bir insanın yapabileceği her şeyi yaptın) buyuruyor.
Nikâhın açık yapılması
Sual: Dinî nikâh akdinde, sadece iki erkek şahit yanında yapılan nikâhın meşru olmadığı, çünkü aleniyetin esas olduğu, herkese duyurulmasının gerektiği söyleniyor. Hâlbuki S. Ebediyye’de, Hanefî mezhebine göre, Müslümanların nikâhında, iki Müslüman erkeğin veya bir erkekle iki kadının şahit olarak bulunmasıyla, yapılan nikâhın sahih ve meşru olduğu, gizli tutmanın caiz olduğu bildiriliyor. Herkese duyurulma şartından bahsedilmiyor. İki erkek şahit yanında yapılan nikâh meşru değil mi?
CEVAP
Elbette meşrudur. Tanıdıklara duyurulma işi sadece Mâlikî mezhebinde vardır.
Üç mezhepte şahitsiz nikâh sahih olmaz. Şahitle yapılınca, gizli tutulmaları caiz olur. Mâlikî'de, sahih olursa da, tanıdıklara duyurmak lazımdır. (S. Ebediyye)
CEVAP
Şâfiî mezhebinde, abdestte tertip farz olduğu için, baştan başlar. Mâlikî'de tertip farz değildir. Şâfiî’deki gibi, baştan başlaması iyi olur. Tertip sünnetine de riayet etmiş olur. Kaldığı yerden devam edip, niyetsiz yıkadığı yerleri, tekrar yıkarsa, yine abdest sahih olur.
Gusülde, Şâfiî'de de, tertip farz değildir. Niyet edip denize giren gusletmiş olur. O gusül abdestiyle namaz kılabilir. Denize girince tertip aranmaz.
Gusülde, niyeti unutup, guslün ortasında hatırlayan Şâfiîler, gusle niyet edip, niyetsiz yıkadığı yerlere, su dökerlerse gusletmiş olurlar. Mâlikî'de, müvalata da uymak gerekir.
İmam-ı a'zamın büyüklüğü
Sual: Ebu Hanife’nin, son haccında, Kâbe’ye girip, namaz kıldıktan sonra, (Yâ Rabbi, Sana layık ibadet edemedim, ama senin akılla anlaşılamayacağını anladım. Hizmetimdeki kusurumu, bu anlayışıma bağışla!) diye dua ederken, o anda, (Ey Ebu Hanife! Sen beni iyi tanıdın ve bana güzel hizmet ettin. Seni ve kıyamete kadar, senin mezhebinde olup, yolunda gidenleri af ve mağfiret ettim) diye ses işitildiği Mizan-ül-Kübra kitabında yazılıdır. Burada, Cenab-ı Hak, (Sen beni iyi tanıdın, güzel hizmet ettin) buyururken, (Sen anlaşılmazsın, sana layık ibadet edemedim) demekle Ebu Hanife’nin yanıldığı yani yanlış söylediği anlaşılmıyor mu?
CEVAP
Hayır, öyle bir şey yoktur. İmam-ı a'zam hazretleri, ibadetteki ve Allah'ı akılla tanımaktaki aczini bildiriyor. Cenab-ı Hak da, onu tasdik ediyor, (Evet, bir kul Allah'a layık ibadet edemez ve Allah'ı akılla tanıyamazsa da, sen, bir insanın yapabileceği her şeyi yaptın) buyuruyor.
Nikâhın açık yapılması
Sual: Dinî nikâh akdinde, sadece iki erkek şahit yanında yapılan nikâhın meşru olmadığı, çünkü aleniyetin esas olduğu, herkese duyurulmasının gerektiği söyleniyor. Hâlbuki S. Ebediyye’de, Hanefî mezhebine göre, Müslümanların nikâhında, iki Müslüman erkeğin veya bir erkekle iki kadının şahit olarak bulunmasıyla, yapılan nikâhın sahih ve meşru olduğu, gizli tutmanın caiz olduğu bildiriliyor. Herkese duyurulma şartından bahsedilmiyor. İki erkek şahit yanında yapılan nikâh meşru değil mi?
CEVAP
Elbette meşrudur. Tanıdıklara duyurulma işi sadece Mâlikî mezhebinde vardır.
Üç mezhepte şahitsiz nikâh sahih olmaz. Şahitle yapılınca, gizli tutulmaları caiz olur. Mâlikî'de, sahih olursa da, tanıdıklara duyurmak lazımdır. (S. Ebediyye)
Hiç yorum yok
Sorularınız Dinimiz İslam hocaları tarafından cevaplandırılacaktır. Lütfen suallerinizi: dinimizislam2@gmail.com mail adresine gönderiniz. Teşekkürler.