Sual: Sıkıntılı, hastalıklı hâlde ve güçlükler içinde ibadet etmek, rahat, sağlıklı ve kolay yapılan ibadetten daha mı kıymetlidir? CEVAP ...
Sual: Sıkıntılı, hastalıklı hâlde ve güçlükler içinde ibadet etmek, rahat, sağlıklı ve kolay yapılan ibadetten daha mı kıymetlidir?
CEVAP
Evet, daha kıymetlidir. Ancak, daha çok sevab olsun diye o sıkıntılı ortamı kendisinin meydana getirmemesi, o ortamın kendisinin elinde olmadan meydana gelmesi gerekir.
Fitne, fesat zamanında yapılan hizmetler de, çok kıymetlidir. Hele başka maniler de araya katılırsa, bunları dinlemeyip yapılan ibadetin sevabı o kadar çoktur ki, ancak Allahü teâlâ bilir, çünkü maniler karşısında ibadeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını, şerefini göklere çıkarır. Bir engel olmayarak, kolay yapılan ibadetler, o kadar faziletli olmaz.
Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Mümin, hastalanıp ibadet edemeyince, Allahü teâlâ, günahları yazan soldaki meleğe, "Onun günahlarını yazma" emri verir. Sevabları yazan sağdaki meleğe de, "Ona sıhhatliyken yaptığı amellere verilen sevabların en güzelini yaz, ben onun durumunu bilirim ve onu bu hale ben getirdim" buyurur.) [İbni Asakir]
Demek ki, elde olmadan gelen sıkıntılar içindeki ibadetin kıymeti çok fazla oluyor.
İki elin bir hareketi
Sual: (İki elin bir hareketi namazı bozar) deniyor. Bu her zaman böyle midir?
CEVAP
Kitaplarda, (İki elle bir hareket de, bozar denildi) deniyor. Denildi ifadesi, bu kavlin zayıf olduğunu gösterir. Ancak amel-i kesir olursa o zaman bozar. Şunlar ise mekruhtur:
1- İki ele dayanarak kalkmak veya iki ele dayanarak oturmak mekruhtur.
2- Secdeye inerken pantolon paçalarını iki elle çekmek mekruhtur.
3- İki elin parmaklarını namazda birbirleri arasına koymak mekruhtur.
4- Rükûa eğilirken ve kalkarken iki eli kulaklara kaldırmak mekruhtur.
5- Namazda, secde yerinden taşı, toprağı elleriyle süpürmek mekruhtur.
İki elle yapılması âdet olan bir iş amel-i kesirdir. Yani çok iş yapılmış olur. İki elle yapılan bir iş, bir elle de yapılsa, yine namazı bozar. Mesela, sarık sarmak, elbise giymek, düşmekte olan pantolonunu çekip kayışını bağlamak gibi iki elle yapılması gereken işler, bir elle de yapılsa, amel-i kesir olur, namazı bozar. Bir kadının açılan başörtüsünü, az bir hareketle örtmesi mümkün olmazsa, kapatmaya uğraşması amel-i kesir olup, namazı bozar. Bir elle yapılması âdet olan az bir iş, iki elle de yapılsa namazı bozmaz. Mesela, yanında duran elektrik düğmesine basmak veya söndürmek yahut açık kapıyı iki elle iterek kapatmak gibi işler buna dâhildir.
Murakabe nedir?
Sual: Murakabe nedir?
CEVAP
Sözlük manası, kontrol etmektir. Istılah manası ise, kulun, bütün hâllerinde, Allahü teâlânın kendini gördüğünü bilmesi ve Onu unutmaması demektir. Bir diğer manası da, nefsi kontrol etmek, ondan gâfil olmamaktır.
Nefsin her an gözetilmesi, kontrol edilmesi lâzımdır. Ondan gâfil olursak, nefs, şehvet ve tembelliği ister. Murakabenin esası, her yaptığımızı, her düşündüğümüzü Allahü teâlânın bildiğini unutmamaktır. İnsanlar birbirinin dışını görür. Allahü teâlâ ise, dışını gördüğü gibi, içini yani niyetini, düşüncesini bilir. Bu durumu bilenin, işleri ve düşünceleri elbette dine uygun olur.
Murakabe, Allahü teâlânın her an insanı görmekte ve bilmekte olduğunu düşünmektir. Bu da, doğru namaz kılmakla hâsıl olur. (H. S. Vesikaları)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Evliyanın çoğu her gece, o gün yapmış olduğu işlerini, sözlerini, hareketlerini, düşüncelerini, her birinin niçin olduğunu anlarlar. Kusurlarını ve günahlarını temizlemek için, tevbe ve istiğfar ederler. Her gece yatarken yüz defa, (Sübhanallahi vel-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber) okuyan, muhasebe yapmış, kendini hesaba çekmiş sayılır. (1/309)
CEVAP
Evet, daha kıymetlidir. Ancak, daha çok sevab olsun diye o sıkıntılı ortamı kendisinin meydana getirmemesi, o ortamın kendisinin elinde olmadan meydana gelmesi gerekir.
Fitne, fesat zamanında yapılan hizmetler de, çok kıymetlidir. Hele başka maniler de araya katılırsa, bunları dinlemeyip yapılan ibadetin sevabı o kadar çoktur ki, ancak Allahü teâlâ bilir, çünkü maniler karşısında ibadeti yapmak güçlüğü, sıkıntısı, o ibadetlerin, şanını, şerefini göklere çıkarır. Bir engel olmayarak, kolay yapılan ibadetler, o kadar faziletli olmaz.
Bir hadis-i şerif meali şöyledir:
(Mümin, hastalanıp ibadet edemeyince, Allahü teâlâ, günahları yazan soldaki meleğe, "Onun günahlarını yazma" emri verir. Sevabları yazan sağdaki meleğe de, "Ona sıhhatliyken yaptığı amellere verilen sevabların en güzelini yaz, ben onun durumunu bilirim ve onu bu hale ben getirdim" buyurur.) [İbni Asakir]
Demek ki, elde olmadan gelen sıkıntılar içindeki ibadetin kıymeti çok fazla oluyor.
İki elin bir hareketi
Sual: (İki elin bir hareketi namazı bozar) deniyor. Bu her zaman böyle midir?
CEVAP
Kitaplarda, (İki elle bir hareket de, bozar denildi) deniyor. Denildi ifadesi, bu kavlin zayıf olduğunu gösterir. Ancak amel-i kesir olursa o zaman bozar. Şunlar ise mekruhtur:
1- İki ele dayanarak kalkmak veya iki ele dayanarak oturmak mekruhtur.
2- Secdeye inerken pantolon paçalarını iki elle çekmek mekruhtur.
3- İki elin parmaklarını namazda birbirleri arasına koymak mekruhtur.
4- Rükûa eğilirken ve kalkarken iki eli kulaklara kaldırmak mekruhtur.
5- Namazda, secde yerinden taşı, toprağı elleriyle süpürmek mekruhtur.
İki elle yapılması âdet olan bir iş amel-i kesirdir. Yani çok iş yapılmış olur. İki elle yapılan bir iş, bir elle de yapılsa, yine namazı bozar. Mesela, sarık sarmak, elbise giymek, düşmekte olan pantolonunu çekip kayışını bağlamak gibi iki elle yapılması gereken işler, bir elle de yapılsa, amel-i kesir olur, namazı bozar. Bir kadının açılan başörtüsünü, az bir hareketle örtmesi mümkün olmazsa, kapatmaya uğraşması amel-i kesir olup, namazı bozar. Bir elle yapılması âdet olan az bir iş, iki elle de yapılsa namazı bozmaz. Mesela, yanında duran elektrik düğmesine basmak veya söndürmek yahut açık kapıyı iki elle iterek kapatmak gibi işler buna dâhildir.
Murakabe nedir?
Sual: Murakabe nedir?
CEVAP
Sözlük manası, kontrol etmektir. Istılah manası ise, kulun, bütün hâllerinde, Allahü teâlânın kendini gördüğünü bilmesi ve Onu unutmaması demektir. Bir diğer manası da, nefsi kontrol etmek, ondan gâfil olmamaktır.
Nefsin her an gözetilmesi, kontrol edilmesi lâzımdır. Ondan gâfil olursak, nefs, şehvet ve tembelliği ister. Murakabenin esası, her yaptığımızı, her düşündüğümüzü Allahü teâlânın bildiğini unutmamaktır. İnsanlar birbirinin dışını görür. Allahü teâlâ ise, dışını gördüğü gibi, içini yani niyetini, düşüncesini bilir. Bu durumu bilenin, işleri ve düşünceleri elbette dine uygun olur.
Murakabe, Allahü teâlânın her an insanı görmekte ve bilmekte olduğunu düşünmektir. Bu da, doğru namaz kılmakla hâsıl olur. (H. S. Vesikaları)
İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Evliyanın çoğu her gece, o gün yapmış olduğu işlerini, sözlerini, hareketlerini, düşüncelerini, her birinin niçin olduğunu anlarlar. Kusurlarını ve günahlarını temizlemek için, tevbe ve istiğfar ederler. Her gece yatarken yüz defa, (Sübhanallahi vel-hamdü lillâhi ve lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber) okuyan, muhasebe yapmış, kendini hesaba çekmiş sayılır. (1/309)
Hiç yorum yok
Sorularınız Dinimiz İslam hocaları tarafından cevaplandırılacaktır. Lütfen suallerinizi: dinimizislam2@gmail.com mail adresine gönderiniz. Teşekkürler.