Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

Hover Effects

TRUE

Yorumlar

{fbt_classic_header}

Header Ad

Önizle

Son yazılar:

latest

Ads Place

Ailenin geleceği için yol ayırımındayız!

Gönül Bahçesi Mehmet Oruç mehmet.oruc@tg.com.tr Günümüz toplumlarında en büyük sarsıntı ailede yaşanıyor. Batı’da aile çöktü, bitti. Bi...

onizle

Gönül Bahçesi
Mehmet Oruç
mehmet.oruc@tg.com.tr


Günümüz toplumlarında en büyük sarsıntı ailede yaşanıyor. Batı’da aile çöktü, bitti. Bizde de can çekişiyor. Acil müdahale yapılıp, radikal tedbirler alınmazsa, her şeyi ile örnek aldığımız Avrupa’nın hâline düşeceğiz; evliliğin yerini birlikteliğin, fuhşun; çocuk sevgisinin yerini kedi-köpeğin aldığı, ailenin olmadığı bir toplum... 

Peki, ne yapmamız gerekiyor? Bunun için önce hastalığı teşhis etmemiz gerekiyor. Aileyi bu hâle getiren; inançsızlık ve ahlâksızlık üzerine kurulan “Feminizm“ ve “Hümanizm” akımlarıdır. Önce bunun farkına varıp bundan kurtulmamız lazım. Bu mikrobu, bu zehri altın kupa içinde şekerle kaplanmış olarak sundukları için çoğumuzun bundan haberi yok; sözde eşitlik, adalet, hakkını arama adı altında kadınlarımıza sunulan fanteziler sinsi birer tuzak! 


Aslında bizim onların sundukları sözde eşitliğe, adalete ihtiyacımız yok. Bizim dinimiz, örfümüz huzurlu aile için aile fertlerinin görev ve sorumluklarını bildirmiş. Bunlara uyan aileler asırlardır huzur içinde yaşamışlar. Bunu yeniden keşfedip aslımıza dönmemiz kafidir.

BÜYÜKANNE YÖNTEMİ
Aklın yolu birdir. Peşin hükümlü olmadan, art niyetsiz, doğruyu bulayım da nereden olursa olsun, düşüncesiyle hareket eden insaf sahibi kimseler, yabancılar bile deneme yanılma yolu ile de olsa sonunda doğruyu bulabiliyorlar. Çünkü İslamiyet ilaç gibidir. Kullanan kim olursa olsun faydasını görür. 


Doğruyu, ailede huzuru arayanlardan biri de Amerikalı Laura Doyle’dur. “Huzurun Kaynağı Aile” kitabında, Laura’nın deneme-yanılma yolu ile çatırdayan evliliğini nasıl kurtardığı özetle şöyle anlatılıyor:
37 yaşındaki reklam yazarı Doyle, kendisinden on yaş büyük Internet tasarımcısı eşi John Doyle’un hikâyeleri evliliklerinin dördüncü yılında başlıyor. Bir şeylerin yolunda gitmediğini fark eden ve son çare olarak grup terapileri ile Amerikalıların buluşu, tipik “evliliği kurtarma” seminerleri arasında koşturup duran Laura, buradan da bir netice alamayınca, en sonunda “büyükannesinin yöntemini” denemeye karar verir. Aradığını bulur bu yöntemde. Mutlu bir evliliğe giden yolun, kocanın söylediği her şeye “evet” demekte gizli olduğunu keşfeder. 


Bu büyük “buluş”tan itibaren, ilişkilerindeki her şey tam tersine dönüyor. Terapistlerin sürekli tekrarladığı “meseleleri konuşup tartışarak çözümleme”nin büyük bir yalan, ilişkide sözü geçer bir birey olarak ayakta kalmaya çalışmasının baştan kaybedilmiş bir savaş olduğunu görüyor. 


Laura’nın yaşayarak bulduğu bu yeni metot, önce onun evliliğini kurtarıyor. Sonra da başka mutsuz kadınlara tutku ve aşk dolu evliliğin ipuçlarını vermeye adıyor kendisini. Hem de feminist çevrelerin bir nevi “kölelik” olarak yorumladığı yöntemini, ülkenin dört bir yanına seminerlerle yayarak.
Yayıncılar tepkilerden korkup kabul etmediği için kendi imkanları ile bastırıp elden ele dağıttığı “Kocasına Teslim Olan Eş: Erkeğinizle Yakınlık, Tutku ve Barış Sağlamaya Giden Pratik Yol” adlı kitabı, binlerce Amerikalı kadının “Evliliği Kurtarma Rehberi” artık...

KARAR VERME ZAMANI
Amerika’da birçok çiftin evliliğine “sihirli bir değnek” gibi dokunan kitabın elde ettiği başarı artık küçümsenemeyecek durumda. Şimdi kitap Avrupa yolunda. Kitabı kaleme aldığı günden bu yana, kocalarıyla istedikleri diyaloğu kuramayan binlerce Amerikalı kadının yuvasını kurtarıyor Laura bu kitap ve seminerlerle. 


Bunlardan biri olan bayan Carole Fitzgerald, “Bu seminerler sonrasında farkına vardım ki aslında evliliğimdeki en büyük problem, benmişim. Olaylara başka bir açıdan bakmayı öğrendim. Kocamı olduğu gibi kabullenip ona her anlamda güvenmem gerektiğini kavradım. Bir zamanlar âşık olduğum bir adamı değiştirmeye çalışmamın ne kadar mantıksız, saçma olduğunu öğrendim. Artık huzurlu ve mutlu bir yuvaya kavuştum” diyor. Ancak, benim için “huzur” değil “eşitlik” önemli diyen kadınların tedavilerine cevap vermiyor bu metot! Bunun için huzur mu eşitlik mi acilen karar verme zamanı!
Sosyal Sorumluluk Projesi

Hiç yorum yok

Sorularınız Dinimiz İslam hocaları tarafından cevaplandırılacaktır. Lütfen suallerinizi: dinimizislam2@gmail.com mail adresine gönderiniz. Teşekkürler.

Ads Place