Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

Hover Effects

TRUE

Yorumlar

{fbt_classic_header}

Header Ad

Önizle

Son yazılar:

latest

Ads Place

Miracta Allah’ı görmek

Sual: Mutezile itikadında bir arkadaş, (Peygamberimiz, miraca gidince göklerde Allah’ı gördü demek, ona mekân isnat etmek olduğu için küfürd...

onizle
Sual: Mutezile itikadında bir arkadaş, (Peygamberimiz, miraca gidince göklerde Allah’ı gördü demek, ona mekân isnat etmek olduğu için küfürdür. Bu bakımdan mirac diye bir olay yoktur) diyor. Rafızîler de böyle diyor. Bu görüş doğru olamaz mı?
CEVAP
Kesinlikle yanlıştır. Burada iki sual var: 1- Mirac hak mıdır? 2- Allahü teala ile bir yerde konuşmak ona mekân tayin etmek mi olur?

1- Ehl-i sünnet âlimleri, sözbirliğiyle Miracın hak olduğunu bildiriyorlar. Kavl-ül-fasl kitabında deniyor ki: İsra suresinin ilk âyet-i kerimesinde, Allahü teâlâ, kudret ve azametinden nice harika olaylardan bazılarını göstermek için, Muhammed aleyhisselamı, Mekke’den Kudüs’e götürdüğünü bildiriyor. İsra kelimesi rüya için kullanılmaz. Uyanıkken, gece yürümek manasına kullanılır. Yine buyuruldu ki:

(Sana [miracda] gösterdiğimiz temaşayı insanlar için bir fitne kıldık.) [İsra 60]

Fitne yani imtihan uyanıkken olur. Peygamber efendimizin anlattığı rüya olsaydı, hiç kimse tuhaf karşılamazdı. Hazret-i Ebu Bekir tasdik edip, yüksek derecelere kavuşmazdı.

Resulullahın, Mekke’den Kudüs’e götürüldüğüne inanmayan kâfir olur. Göklere ve bilinmeyen yerlere götürüldüğüne inanmayan ise sapık olur. (Bahr)

Birkaç saniyede Mekke’den Kudüs’e götüren Allahü teâlâ, neden daha uzaklara götüremesin? Allahü teâlânın kudretinden ancak kâfirler şüphe eder. Mirac hakkında birçok hadis-i şerif vardır. İkisi şöyledir:

(Miracda, Cehennemde kokmuş leş yiyenlerin kim olduğunu sordum. “Bunlar, gıybet ederek insanların etlerini yiyenlerdir” dendi.) [İ. Ahmed]

(Mirac gecesinde ateşten makasla kendi dudaklarını kesenleri görüp, kim olduklarını sordum. “İlmiyle amel etmeyen din adamlarıdır” dendi.) [Buhari, Müslim]

Uzun bir hadis-i şerifin özeti şöyledir:

(Cebrail aleyhisselamla bütün gökleri geçerek Sidre-i müntehaya geldim. Cenneti gösterdiler. Daha sonra elli vakit namazla dönerken Musa aleyhisselamı gördüm. Elli vakit namazın ümmetime zor geleceğini, dönüp namaz vakitlerini azaltmasını Allahü teâlâdan istememi söyledi. Azar azar kaldırılarak, sonunda beş vakte indirildi.) [Müslim]

Bu hadis-i şerifler nasıl inkâr edilebilir ki?
Mekke’den Kudüs’e ancak bir ayda gidip gelinebilir. Kısa bir anda Mekke’den Kudüs’e varıp gelmek ancak Allahü teâlânın kudretiyle olur. Buna inanıp da daha uzaklara gittiğine inanmamak, Allahü teâlânın kudretinden şüphe etmeyi gerektirir. İşte mezhepsizlerin anlamadığı husus burasıdır. Allahü teâlâ dilerse niçin olmasın? Peygamber efendimiz, (Göklere ve daha uzaklara gidip geldim) buyuruyor. Bunu inkâr etmekteki maksat nedir? Gayrimüslimler, İslamiyet’i yıkmak için böyle konularda yerli maşalarını kullanıyorlar.

2- Zaman ve mekân mefhumu yaratıklar yani insanlar içindir. Yaratan yani Allahü teâlâ için değildir. Zamanları, mekânları her şeyi o yaratmıştır. İnsanlara göre olan ezelle ebedi birleştirip cenneti cehennemi insanlarla nasıl doldurduğunu Habibine göstermiştir. Şimdi cehennem boşken, ezel ebed birleşince, Resulullah efendimiz Cehenneme girenleri görmüştür. Allahü teâlâyı da, cenneti, cehennemi de ahirete giderek görmüştür.

Allahü teâlânın kullarının cennetlik ve cehennemlik olmasını bilmesi de böyledir. (Allah ileride ne olacaksa bilir) demek insanlara anlatmak içindir. Yoksa Allahü teâlâ için zaman diye bir mefhum yok, ilerisi gerisi diye bir şey yok. Gelecek ve geçmiş, insanlar içindir. Allahü teâlâ hepsini bir anda görüyor, biliyor. An kelimesi de Allah için söylenmez; ama başka kelime olmadığı için böyle söyleniyor.

Bazı bid’at ehli, Peygamber efendimizin bir anda, cenneti, cehennemi ve daha birçok yerleri gezip gelmesine akıl erdiremeyip inkâr etmiştir. Bir kısmı da hâşâ (Miracı kabul etmek, Allah’a mekân tayin etmek olur) diyerek miracı inkâr ediyor. Allahü teâlâ, Musa aleyhisselam ile Tur dağında konuşmuştur. Tur dağı Allah’ın mekânı mıdır? Elbette değildir. Cennete giren müminler de Allahü teâlâyı görecektir. Cennet de Allahü teâlânın mekânı değildir. Allahü teâlâ mekândan münezzehtir.

Ağaçtaki meyveyi yemek
Sual: S. Ebediyye’de (Ağaçtaki meyve hediye edilmez) deniyor; fakat mal sahibi, (Bahçeme gir, istediğin kadar meyve ye, istediğin kadar al evine götür, başkalarına da ver! Hepsi helal olsun) dese, o kişi de yese, başkasına verse, evine götürse helal olur mu?
CEVAP
Sadece yedikleri helal olur. Evine götürdükleri ve başkalarına verdikleri helal olmaz. Çünkü miktarı bilinmeyen yiyeceğin yenmesini helal etmek caizdir; fakat miktarı bilinmeyen malı almak için vekil etmek, meçhul ve ayrı olarak teslimi mümkün olan malı ayırmadan hediye etmek sahih değildir. (S.Ebediyye - Dürret-ül-beyda)

Yüzük takmak
Sual: (Maddesi ne olursa olsun, bir ihtiyaç yoksa erkeklerin yüzük takmaması daha iyidir) diyenler oluyor, doğru mu?
CEVAP
Erkeklerin gümüş hariç, diğer maddelerden yüzük takmaları caiz değildir. Bayram ve Cuma günlerinde, 4,8 gramı geçmeyen gümüş yüzük takmaları ise sünnettir. (Mevahib-i ledünniyye, Redd-ül-muhtar)

Sosyal Sorumluluk Projesi

Hiç yorum yok

Sorularınız Dinimiz İslam hocaları tarafından cevaplandırılacaktır. Lütfen suallerinizi: dinimizislam2@gmail.com mail adresine gönderiniz. Teşekkürler.

Ads Place