Page Nav

HIDE

Grid

GRID_STYLE

Hover Effects

TRUE

Yorumlar

{fbt_classic_header}

Header Ad

Önizle

Son yazılar:

latest

Ads Place

İslâmiyyette kadın, çalışmağa, para kazanmağa mecbur değildir

Sual: İslâmiyyette kadın, ev içinde de, evin dışında da çalışmağa, para kazanmağa mecbur mudur ve çalışırsa kazandıkları kimin olur? Cevap:...

onizle
Sual: İslâmiyyette kadın, ev içinde de, evin dışında da çalışmağa, para kazanmağa mecbur mudur ve çalışırsa kazandıkları kimin olur?
Cevap: 
Kadının ev işlerini yapması, zevcine teberru (hediye) ve ihsandır. Çok sevabdır. Yapmazsa, günaha girmez. Zevc, bunları zevcesine zorla yaptıramaz. Kadın tutup yaptırması lâzımdır. Kadın, zevcine karşı bu ihsanını esirgememeli, erkek de, zevcesine nafakadan fazla ihsanlarda bulunmalıdır. Allahü teâlâ ihsan edenleri çok sever.

Resûlullah efendimizin zamanından bugüne kadar, Müslüman kadınları zevclerine bu ihsanı yapmışlardır. Kadının vazifesi ikidir: Kendini zevcine teslim etmesi ve evden izinsiz ve örtüsüz sokağa çıkmamasıdır. Görülüyor ki, İslâmiyyette kadın, ev içinde de, evin dışında da çalışmağa, para kazanmağa mecbur değildir. Evli ise kocası, evli değil ise babası, babası yoksa veya fakir ise, zengin olan yakın akrabası çalışıp, kadına lâzım olan her şeyi getirmeğe mecburdur. Kimsesi olmayan kadına, (Beyt-ül-mâl) denilen, devletin yardım sandığı bakar. İslâmiyyette, karı koca arasında, hayat mücadelesi, yani para kazanmak, müşterek değildir.

Erkek kadını tarlada, fabrikada, velhâsıl hiçbir yerde çalışmağa zorlayamaz. Kadın isterse ve erkeği izin verirse, yabancı erkekler arasına karışmadan, kadın işi olan yerlerde çalışabilir. Fakat, kazandığı kadının olur. Erkek, ondan zorla bir şey alamaz. Kadının kendi ihtiyaçlarını kendisinin alması için de, onu zorlayamaz.

İslâmiyetin kadına böyle hak tanıması ve onu erkeklerin elinde esir, oyuncak olmaktan koruması, Allahü teâlânın kadına çok kıymet verdiğini göstermektedir. (Tam İlmihal s. 790)

***
Sual: Müslüman olarak yapmamız gereken şeyler kısaca nelerdir?
Cevap: 
Muâz bin Cebel diyor ki, Resûlullah "sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem" elimden tuttu. Birkaç adım yürüdükten sonra, (Ya Muâz! Takva üzere ol. Hep doğru söyle. Ahdına sadık ol. Emanete hıyanet etme. Yetimlere merhamet et. Komşunun hakkını gözet. Kimseye kızma. Hep tatlı konuş. Her Müslümana selâm ver. İmamın lâzım olduğunu bil. Kur'ân-ı kerimin yolu olan fıkıh bilgilerini öğren ve bu bilgilerden ayrılma. Her işinde ahireti düşün. Hesap gününe hazırlan. Dünyaya gönül bağlama. Hep güzel, faydalı işler yap! Hiçbir Müslümanı kötüleme. Yalancı şahitlik yapma. Doğru sözü kabul eyle. İmam-ı âdile [yani hükûmete], isyan etme. Yeryüzünde fesat çıkarma. Her zaman Allahı zikret [yani hatırla]. Gizli günahlara gizli tövbe et. Aşikâr günahlara aşikâr tövbe et!) buyurdu.

Abdullah ibni Ömer diyor ki, bir kimse, Resulullahtan sordu: Hizmetçimi kaç kere af edeyim dedi. Cevap vermedi. Tekrar sordu. (Her gün, yetmiş kere af et!) buyurdu. (Hak Sözün Vesîkaları s. 347)

Sosyal Sorumluluk Projesi

Hiç yorum yok

Sorularınız Dinimiz İslam hocaları tarafından cevaplandırılacaktır. Lütfen suallerinizi: dinimizislam2@gmail.com mail adresine gönderiniz. Teşekkürler.

Ads Place